Kılıçdaoğlu'na canı gönülden geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
Bu dileğim hem kendisi, hem de ülkemiz hedef alındığı içindir.
Bununla beraber;
Ben geçmiş olsun dileği iletmekten ve şiddeti kınamaktan yoruldum.
Aklıma bir çırpıda gelen geçmiş olsun dilekleri;
Taner Yıldız içindi,
Bekir Bozdağ içindi,
Cemil Çelik içindi ve Ahmet Türk ve diğerleri içindi.
Baş sağlığı dileklerim ise suikaste kurban giden Muhsin yazıcıoğlu başta olmak üzere Hırant Dink, Uğur mumcu, Eşref Bitlis ve diğerleri içindi.
80 öncesi ise yazmakla bitmez. Üzüntülerim başta Gün Sazak olmak üzere diğerleri içindi.
Bu gün Kılıçdaroğlu'na yapılan saldırı sonrasında değişik söylemlerde bulunanlar bahsettiğim saldırılar sonrasında ne yazmışlar ve ne söylemişlerdi hatırlayanınız var mı acaba ?
Saldırıyı yapanları himaye edip polise teslim etmeyenlerden tutun da...Oh olsun diye başlık atanlara kadar.....
Neyse,bunları teker teker yazıp sizi hiç meşgul etmeyeyim.
Arşivler hiç bir şeyi unutmuyor.
Hele hele bu günlerde teknoloji öyle bir noktaya gidiyor ki neredeyse deliler gibi kendi kendine konuşanların bile söyledikleri ertesi gün afişe olacak yakın bir zamanda.
İpinden kurtarılıp salınan "beyinler" aynı kişiye göre bazen mühür gözlü, bazende kem gözlü olabiliyor.
Kişi aynı, beyin de aynı "beyin" iken bu olguya kısa süreli aralıklarla takınılan pozitif/negatif tavır ve tespitler neden değişir acaba ?
Buna çifte standart deniyor.. İçinde önyargı var, kindarlık var, tahammülsüzlük var, basiretsizlik var, yani var oğlu var.
Tabi işin içinde bir de esas fail var.
Fail, yani "beyin'i salmak" suretiyle olayları başlatıp bir kenarda keyifle izleyenler. İşte bunca satırları o fail yüzünden yazıyorum bu sayfaya.
Biz, duygularımıza "kalabalıkların ruhu"nu katarak hareket ettiğimiz sürece o fail'e daha nice keyifli dakikalar yaşatacağımızdan hiç bir şüphe yok.
Kılıçdaroğlu'na atılan yumruk ve devamı ile ilgili olarak aşağıya bir çok komplo teorisi yazabilirim.
Hem de öyle ütopik şeyler değil reel politiğe uygun teoriler aklımdan geçenler.
Ama yazmayacağım..
Çünkü fail'in yaşadığı keyifli dakikalara katkıda bulunmak istemiyorum da onun için.
"İpinden kurtarılıp salınan beyin'ler ..." de neyin nesi diyeceksiniz değil mi.
Konuyla ilgili (provokasyonların nasıl yapıldığı ile ilgili) güzel bir anlatımın ikinci figürü, yani beyin.
Birinci figür ise şeytan, yani esas fail.
İncinmeye açık olabileceği için o anlatımı paylaşmıyorum sizinle.
Üstelik anlatımda geçen incitici kelime'nin yerine "beyin" ifadesini kullandım.
Çünkü asıl metinde geçen ikinci figür "eşek'ti.
Bu yüzden başlığı yazarken bile epey düşündüm..
Bu gibi sosyal olayları anlatıp yazarken kalem sahiplerinin sınırsız özgürlüğe sahip olmadıklarını düşünenlerdenim.
Sosyal olaylarda geçen tarafları ayrı ayrı yargılamak bu günün ve bu yazının konusu değil.
Birlikten kuvvet doğar düşüncesinde isek yapılması gereken de budur.