Neler yapardın mesela?
Ülken için,
Samsun için,
Mensubu olduğun siyasi oluşum için,
Ailen için,
Yakın tanıdıkların için,
Arkadaşların için,
Empati yapamıyoruz sanırım, yapamadığımız içinde her şeye fikrimiz oluyor, her şeye bir yorumumuz oluyor.
Aktif siyasette yaptım, akademik siyasette.
Ne akademideki siyaset reeldekine, ne de reeldeki siyaset akademiye benziyor. Ha sakın reel siyasetin akademik siyasetten faydalanmadığını düşünmeyin. İkisi de birbirinden faydalanıyor. Lakin birbirlerinin dediklerini çok yapmıyorlar, yapıyormuş gibi yapıyorlar en azından!
Şimdi söylediğimden bu, kişiler empati yapmıyorlar, yani yapanlarda yapıyormuş gibi yapıyorlar. Siyasetçileri tabiri caizse dibine kadar eleştiriyoruz. Ama bilmeden, ama gaza gelip yapıyoruz. Lakin empatiyi yapmak gerek, onlar gibi düşünmek gerek!
Bunda siyasetçilerin suçu yok mu?
Olmaz mı var!
Herkes bir şarkı tutturmuş söyleye söyleye gidiyorlar. Ama yanlış nota basan ekip arkadaşları şarkılarını bozduğunun farkında değiller. Belki kendileri çok iyiler, belki çok başarılılar. Ama bazen detone olmaları, bazen orkestrada ki bağlamacısı, davulcusu işini kendine vermemesinden başka düşüncelerde olması siyasetçiyi eleştirilir hale getiriyor.
İşte onun adamı, bunun kayıncısı, bunun şusu, bunun busu diye adam alınca, liyakat sahibi olmayınca orkestra arkadaşların yüzünden millette acımasız eleştiriler yapıyor. Bunların en aza indirilmesi için, eğitimli bir ekip, sağlam bir karakter, sıra dışı eylemler, halkla hizmet ve güler yüz lazım.
Yoksa herkes, siyasetçi yoksa herkes eleştirmen, yoksa herkes eğitimli…