Çarşamba, Terme, Salıpazarı ve Ayvacık ilçelerimizin toplam nüfusu 250 bin kişiyi aşkın durumdadır. Yani bu bölgemizin sadece insan yoğunluğu birçok ilimizden yüksek düzeydedir. Bölgemiz, özellikle Çarşamba merkezli stratejik konumu itibariyle de orta ve doğu Karadeniz hattı için büyük önem arz etmektedir.
Elbette bu ilçelerimiz her ne kadar hak ettiği ölçüde yönetilmeye özlem duysa da çağın gereksinimleri ve istekleri doğrultusunda ister istemez, en azından potansiyel itibariyle gelişim göstermektedir. Evet, bölgemiz gerçekten birçok ili kıskandıracak düzeyde büyük bir potansiyele sahiptir.
Ancak genel yönetimin oluşturduğu istikrarsız ve çelişkili politikalardan yerel yönetimlerimiz de nasiplenmektedir. Allah’ın en büyük nimetlerinden biri olarak nitelendirebileceğimiz verimli topraklarımız, hak ettiği değeri görmediği için gittikçe gerileyen bölge tarımımızın durumundan dolayı değerlendirilemiyor. Maalesef ülkemizde tarımsal alanda yaşanan yıkıcı çöküşten bölgemiz de nasiplenmiştir.
Elbette tarım politikalarının olumsuz anlamda etkilediği bölgemizi etkileyen diğer bir husus da eğitim alanındadır.
Mevcut iktidarın ideolojik beklentilerle şekillendirdiği her politika gibi eğitim politikaları da bu yönde sistemsizliğe sürüklenmektedir.
Adeta yakın tarihin bazı yanlışlarıyla hesaplaşmak adına bilimsel dayanaklara oldukça mesafeli kalınarak “İmam Hatipli olmak” gibi ideolojik bir olguyu bürokratik sistemin ölçü ve değerlendirme mekanizmasına entegre eden mevcut iktidar, gençlerimizin geleceğe bilinçle değil kaygı ve endişeyle bakmasına neden olmuştur. Birçok önemli ve değerli din adamı ve ilim insanı yetiştiren İmam Hatip liselerimiz, sistemsiz bir düşünce yapısıyla sistemsel anlamda değer kaybına uğratılmıştır.
Her yere İmam Hatip lisesi kazandırarak ilmi ve dini akademi dünyasında kaliteyi artıracağını düşünen politika belirleyiciler yüzünden gençlerimiz gelecek planlamasını mecburiyetler ve zorunluluklar üzerine şekillendirmek zorunda kalmıştır. Burada özellikle altını çizerek belirtiyorum: “İmam Hatip liselerine karşı değilim.” Kimse buradan günlük siyasi tartışma çıkarmak gibi bir gayretkeşliğe soyunmamalıdır. Eğer bu sistemsiz politikanın öznesi Endüstri Meslek liseleri olsaydı yine aynı eleştirileri ve önerileri yöneltirdim. Aslında yazının çok da özünden uzaklaşmadan asıl meseleye eğilmek istiyorum. Eğitimde tercih ölçütlerimiz nelerdir? Hepimiz, en azından lise mezuniyeti bulunan herkes bu süreçten geçmiştir. Çocuklarımız ve aileleri lise tercihi yaparken genellikle önceliği okulun eğitim kalitesine göre şekillendirse de özellikle günümüzde ilk iki arasında yer vereceğimiz husus ekonomik şartlardır. Birçok gencimizin özellikle lise eğitiminin planlamasını ailesinin ekonomik gerçeklerine göre şekillendirdiğine şahit oluyoruz. Bu gerçeklerden dolayı birçok gencimizin içinde ukte bırakan liselerden bir tanesi de Spor Lisesidir.
Spor liselerimiz de İmam Hatip ve Endüstri Meslek liselerimiz gibi alanlarında kalifiye insanlar yetiştirmek konusunda oldukça önemli bir yere sahiptir. Ülkemizde birçok spor dalında gelişim göstererek dünya ile rekabet etmeye gayret ediyoruz. Ancak gençlerimizin ikamet ettikleri bölgelerin olanakları itibariyle maalesef yönelip uzmanlaşabileceği spor dalları fazla çeşitliliğe sahip değildir. Dolayısıyla genellikle faaliyet gösteren amatör futbol kulüpleri ve spor merkezleri sayesinde dövüş sporları ve futbola yoğunlaşabiliyorlar. Bu iki alana ilgisi bulunmayan gençlerimiz, özellikle de gelecek kaygısıyla birlikte spordan uzaklaşıyorlar.
***
Çarşamba Spor Lisesi fikrini bu doğrultuya ortaya koyuyoruz.
250 bin nüfusu aşkın insanın yaşadığı Çarşamba merkezli bu bölgede Çarşamba Spor Lisesi’nin hitap edeceği potansiyel oldukça yüksektir.
İlkadım ilçemizde bulunan iki adet spor lisesi vardır. Ancak bu liseler Çarşamba’ya yaklaşık 40-45 kilometre, Terme’ye yaklaşık 65-70 kilometre, Salıpazarı’na yaklaşık 55-60 kilometre ve Ayvacık’a da 75-80 kilometre mesafededir. Dolayısıyla örneğin Ayvacık’ta yaşayıp Samsun Spor Lisesi’nde okuyan bir kardeşimiz günde sadece okula gidiş geliş için yaklaşık iki buçuk saat ayırmak zorundadır. Elbette öğrenci yurdu, pansiyon gibi seçenekleri önerebilirsiniz. Ancak bu hiçbir öğrencimizin evinde bulduğu huzurlu ders çalışma ve yaşam ortamını sunamayabilir. Bununla birlikte bu öğrencilerin ulaşımında oluşan maddi yükler de bulunmaktadır. Bu anlamda da şartlar zorlayıcı hale gelmektedir.
Geçtiğimiz yıl yaşanan bir trafik kazası da bu şartların doğurduğu sonuçlara istisnai olarak eklenebilir.
Öğrencilerimiz en üst düzey şartlarda, en doğru şekilde ve psikolojik olarak sadece derslerine odaklanacak bir biçimde eğitim görmelidir.
***
Buraya kadar eğitim kalitesinin önemine ve ekonomik gerçeklere değinerek bu ihtiyacın gerekliliğini belirttik. Ancak bu olanağın gençlerimize sunacağı daha nesnel bir katkı daha bulunmaktadır. Yapılan araştırmalara göre sporla ilgilenen gençlerimizin kötü alışkanlıklara yönelme oranı oldukça düşüktür. Yine bu araştırmalarda sporun ruh sağlığına iyi gelerek, psikolojik problemleri engellediği tespit edilmiştir. Özetlemek gerekirse; Çarşamba ilçemize kazandırılacak spor lisesi sadece Çarşamba’ya hitap etmeyecektir. Komşu ilçelerimiz olan Terme’ye, Salıpazarı’na ve Ayvacık’a da hitap edecektir. Bununla birlikte gençlerimizin eğitim alanında olanakları artacaktır.
Bölgemizin Türk sporuna sunacağı katkı ve kalite artacaktır. Evlatlarımızın birçok spor branşında bölgemizi temsil etme şansı doğacaktır.
Gençlerimizin gelecek planlaması yaparken hayalini kurduğu spor alanında tahsil yapma şansları Çarşamba Spor Lisesi kadar yakın olacaktır.
Dileriz bu konuda en kısa zamanda sistemli bir adım atılarak gençlerimiz, sistemsizliğin kaderinden bir nebze olsun kurtarılır. Ve lise tercihi yaparken bu memleketten yeni Yaşar Doğular, Mustafa Dağıstanlılar çıkabileceği umudunu, şansını ve heyecanını yaşama imkanı bulurlar.