23 Şubat 2025 Pazar günü Ankara'da yapılacak Adalet ve Kalkınma Partimizin olağan 8. Büyük kongresinin partimiz, ülkemiz ve tüm insanlık için hayırlı sonuçlar doğurmasını Yüce Rabbimden diliyorum.
Parti adıyla 24 yıllık mazisi, 23 yıllık iktidarı, fikri planda ise, ebed kadar eski ve ezel kadar yeni bir davanın hadimi olma ruhuyla çeyrek yüz yıllık başarılı bir idari tecrubenin sahibi ve haklı onuruyla kongreye gidiliyor.
Milli, yerli, maddi ve manevi kalkınmanın bir slogan olarak değil, partinin oluşumunda bir isim olarak varlığını ortaya koyan ve adına ADALET ki Hz. Ömer'in ifadesiyle, MÜLKÜN TEMELİDİR ve KALKINMA, teali ve yücelme de dava erlerinin yegane emelidir.
Çok başarılı hizmetlere, her alanda ciddi kalkınma hamlelerine öncülük eden, ülkenin alt yapısı, ulaşım, sağlık, şehirleşme ve namütenahi alanlarda gelişmesinde devrim niteliğinde hamleler gerçekleştiren bir iktidarın, elbette hizmetleri yanında eksikleri, doğru ve güzellikleri yanında ciddi yanlışları ve kusurları da vardır.
Tüm bu değerlendirmeleri vaktinde veya erken yapılan seçimlerle milletin terazisi sandıkta en güzel şekilde yapıyor, tartıyor, idbar ve ikbal yollarını hak edenlere gösteriyor.
İrfan ve aklın gereği odur ki, seçim terazilerinde tartıya çıkan eşhas ve siyasi kadrolar gerekli dersleri alabilsin, kendileri ve teşkilatlarını ona göre yapılandırabilsinler. Takribi çeyrek yüz yıllık bir iktidarın yanlış yapmaması mümkün olmadığı gibi, yıpranmaması, eleştirilmemesi, güç ve kuvvet kaybetmemesi de mümkün değildir. Bize ve siyasi kadrolarımıza, özellikle de liderimize düşen görev, ciddi müşavere kadrolarıyla, ayağı yere basan sağlıklı müzakerelerle nerelerde hata ve eksiklikler var, onu görebilmek ve anında, zaman kaybetmeden neşter vurabilmektir.
Tüm siyasi lider ve kadroların en büyük zaafı, kendilerine daima, hoşlarına gidecek haberleri iletmek ve sevindirici bilgileri paylaşmaktır. Mehmet Akif’imiz;
"İnsana sadakat yaraşır verse de ikrah,
Doğruların yardımcısıdır Hazreti Allah!..”
ve yine;
"Şudur benim hayatta en beğendiğim meslek,
Sözüm odun gibi olsa da, hakikat olsun tek!..”
derken, hakikatın gizlenmesi, evet efendimci yaklaşımların kahredici sonuçları zamanla tüm umut sahiplerini üzmektedir.
2002 seçimlerinde yüzde 34’lerden yüzde 50’lere çıkabilen bir parti, şayet bir tedenni yaşıyor, özellikle de mahalli seçimlerde ciddi oy kaybına maruz kalıyorsa, bir yerlerde hatalar yapılıyor demektir.
Lideri, değil kendi ülkesinde tüm dünyada en saygın ve özellikle de İslam dünyasının kahir ekseriyetinde, ümmetin umudu olarak görülüyor, diğer partilerin bu ülke için bir çıkış ve refah yolu olmadığı ayan beyan ortadayken, ciddi ve sarsıcı bir iktidar kaybı endişesi yaşanması akla liderden öte dürüstlük ve güveni sorgulanan kadroların davranış ve güven sorununa dayanıyor demektir.
İktidarının ilk gününden beri, ülkenin kalkınması için var gücüyle çalışan ve namütenahi hizmetler üreten, halen bu mesaisini de, nedenleri tüm ilgili insanlarca malüm, bozulan ekonomik dengelere rağmen ortaya koyup, yapmaya gayret eden bir iktidar, ancak insan faktöründen kaynaklanan bir zaafın kurbanı olabilir.
Evet, ortada ciddi bir kaht-ı rical vardır. Ne varki, çeyrek yüz yıldır iktidarı elinde tutan kadroların, eğitimin tüm enstrümanları elindeyken müşteki olmaya da hakkı yoktur.
Adama; "Niçin manevi değerlerle mücehhez dürüst, civanmert, ülke, dava ve millet sevdalısı nesil yetiştiremedin?..” diye sorarlar.
Nereye bakıyorsak işte elimizdeki malzeme bu deniyor. Parti tarafından yapılan açıklamalarda il ve ilçe teşkilatlarının yüzde 75’inin değiştirildiğinden bahsediliyor. Ne kadar doğrudur bilmem. Belki daha da fazladır, onu da bilmem.
Ama eskilerin güzel bir sözü vardır; "Gelen gideni aratır" derler. Tenzih ederim tüm kardeşlerimi, umarım böyle olmaz.
Şimdi Genel Merkezin Büyük Kongrede yönetici kadrolarının nasıl tensib edildiğini göreceğiz. Değil ilini, bir belde ve kasaba belediye başkanı dahi çıkaramamış, sebepleri ariz amik tartışılabilecek bir çok insanın kaybettiği değer ve itibar zaafı, mahallesinde aday olsa muhtar dahi seçilme imkanı kalmamış kişilerin, en üst yönetici kadrolarda yer alma korku ve endişesini herkes gibi ben de taşıyorum.
Her seçim sonucu; "Sandığın ve seçmenin verdiği mesaj alınmıştır" dendi. Ama ne süreçte ne de yapılan kongrelerde, gereğinin bihakkın yapılamadığı açıkça görülmektedir.
Kaliteli, dava şuuruna sahip, vasıflı adam yok deme hakkımız da yok. Bizim iktidarımızda doğanlar, milletvekili seçilebilecek ve hatta seçilen konuma, gençlik teşkilatlarından ana kademelere geçebilecek yaşa geldiler.
Davalarını, millete hizmet aşk ve sevdasını şahsi çıkarları, hırsları ve menfaatlerinin önüne geçiremeyenler, hangi siyasi partide, meşrepte, mezhepte hatta tarikatta olurlarsa olsunlar, bulundukları yerlerde zehir kovasıdırlar.
Umuyor ve diliyoruz ki, 8. Büyük Kongremiz bir sonraki Cumhurbaşkanı, milletvekilleri ve belediye başkanlarını seçebilecek, kaybettiğimiz tüm kaleleri de geri alabilecek bir cehtin, davanın ve gayenin hadimi olmak üzere yeni görevlerini kuşanmış olsunlar.
Cenabı Hak, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a, yük olacak değil, ilerlemiş yaşı ve yorgun bedenine güç ve enerji kaynağı olacak, omuzundan yük alacak yakın dostlar, yol arkadaşlarını ve teşkilat yöneticilerini basiret basarıyla seçebilme imkanını lütfeylesin.