Musa Uzunkaya 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü dikkate alınması gereken bir köşe yazısı ile analiz etti ve uyardı!
Bu kapitalist batı dünyası, zulüm ve hainliğinden bile, tüm insanlığa bir bayram ve kutlanabilecek eğlence üretebilir.
Bunun en açık örneği zulmü ve sömürüsü üzerine inşa ettiği Dünya Kadınlar Günüdür...
Bilinçsizce bugünü kutlayan, hoplayan ve zıplayan kadınlar ve onlara hediye alma yarışına giren erkekler, neyi niçin yaptıklarının bile farkında değiller. Uydum kalabalığa, ve batıdan ne gelirse eyvallah kabilinden, bizim gibi saftirik müslümanlar da, kuru bir taklit ve cehalet adına bu dümene ayak uydurmuş vaziyetteyiz. Daha önce de bu konuda yazdığım karşı görüşlerim, mütedeyyin ve sözümona aklı başında müslüman erkek ve kadından eleştiri almıştı. Yine eleştirileceğimi tahmin ederek bu yazıyı kaleme alıyorum.
Kısaca olayın hikayesi şudur; Sene 1857
Günlerden 8 Mart
Yer: New York
Ülke: ABD
Mekan: Bir tekstil fabrikası
Bu sektörde çalışan kadınlara, çok düşük ücret verildiği, hem emekleri hem de zaman zaman bedenleri patronları tarafından istismar edildiği, tüm bu istismarların önüne geçilmesi ve ücretlerinin artırılması için, kadınlar greve girerler.
Patronları direnir, kapitalist ve sömürücü devlet (ABD) yüzlerce polisi sevkeder, kapılar kitlenir. Fabrikada yangın çıkarılır ve maalesef içerde 120 çalışan kadın feci şekilde yanarak can verir. Onbinlerce insan tarafından cenazeler defnedilir, nümayişler yapılır. Zaman zaman bu zulüm hatırlanır, sene-i devriyelerinde, mezarlara çiçekler konur.
Tam bu olaydan 53 yıl sonra, 1910 yılında Danimarka'nın başkenti Kopenhag'ta toplanan Dünya 2'inci Kadınlar Sosyalist Enternasyonalinde, Alman Sosyal Demokrat Partili etkin üye Clara Zetkin 8 Mart 1857 gününde, yaşanan facianın yıl dönümlerinin, Dünya Kadınlar Günü olarak kabulünü ister ve ittifakla kabul edilir. Bolşevik ihtimalini gerçekleştiren Lenin'de 3'üncüsü Moskova'da toplanan Dünya Sosyalist Kadınlar Enternasyolinde, bu tarihin 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak ilan edilmesini sağlar.
Nihayet, 16 Aralık 1977 günü Birleşmiş Milletler Genel Kurulu da, 8 Mart'ı Dünya Kadınlar Günü olarak kabul eder.
Biz batıya ve değerlerine zebun olduğumuz içindir ki, daha 1921'in 8 Mart'ın da Dünya Kadınlar Gününü kutlamaya başlamışız. Sadece, 1980-84 arası dört yıl resmi kutlama yaptırılmamış, onun dışında 1921-2025 arasında, bir ifadeyle, 99 yıldır, diğer bir ifadeyle de, 103 yıldır manasını gerekçesini bilmeden böyle bir taklidin içerisine girmiş bulunuyoruz.
1857 tarihinde kadına bir hak, özgürlük, değer, fazilet mi kazandırıldı ki, biz bunu Kadınlar Günü olarak kutluyoruz?
Şayet kadınların çektiği acı üzerinden kutlayacaksak, işte müslüman Türk kadını için 18 Mart 1915 Çanakkale'de, henüz bıyığı terlememiş kınalı, on binlerce evladını o rezil müstevlilerin saldırılarına, kurban veren annelerin gününü, hüznünü, daha dün Irak'ın işgalinde, Suriye’nin parçalanmasında, Filistin’de, özellikle bir buçuk yıldır Gazze’de, dünya tarihinin görmediği zulüm işkence, kadın erkek, küçük büyük hatta kundaktaki bebeklere kadar, katliâma maruz kalan müslüman annelerin bebeleri, kucaklarında doğranırken duyulmayan feryatlarını, Bosna’da kocası ve çocukları evinde öldürülüp, en son kucağındaki bebeği dahi satırla doğranıp, köfte yapılarak ağzına konmak istenen ve ardından da tecavüze maruz bırakılan Bosnalı bacımın feryadını ve o tarihi, biz kendimize anneler veya kadınlar günü diye anmaya vesile niçin sayamadık?!..
Sen kadının emeğini istismar et, bedenini açıp saçıp kullanılacak malzeme haline getir, moda adına istismar et, sahnelere çıkar dekoltesiyle hem bedenini hem de sesini, istismar et, sonra kalk, kadın hakları, cinsiyet eşitliği, farklı tercihler adı altında gele gele LGBT illetine kadar, bu işi getir ve adına İstanbul Sözleşmesi denecek seviyede, rezilliğe alet ol ve bir yığın yasalar çıkar.
Aileyi tanımayan, mahremiyeti korumayan, nikahlı kocasına, "DNA testi yapıldı, bu çocuğum senden değil” diyebilecek kadar, yüzsüzleşen, ahlaksızlaşan bir toplum oluşsun ve bunları da ekranlarda teşhire ve adeta meşru işlermiş gibi teşvike zemin hazırlayacaksın, sonra da aile içi şiddet, kadına şiddet gibi kavramlarla toplumu gereceksin!..
Olmaz kardeşim olmaz! Bu çöküşe Allah için dur demenin zamanı şimdi değilse ne zaman?!..
Aile yıkılmak üzere. Çatı çöktü, bina tümden elimizden gidiyor ve enkaz altındayız!
Ey Millet haberiniz olsun, bu gidiş gidiş değil. Şimdi bakın bir yığın sağda, solda ve liberal kesimde, kadın dernekleri ve bir kısım siyasetçi veya bürokrattan ne okkalı sözler dinleyeceğiz?!..
Dünya Kadınlar günüdür diye öyle mi?!..
Ve diyorum ki, bizim için kadın annedir, ninedir, bacıdır, haladır, teyzedir, eştir, kızdır, evlattır, gelindir, saygı duylan komşudur. Ve bizim için her gün kadınlar günüdür, anneler, bacılar günüdür. İsraf ekonomisinin bir enstrümanı olarak gün icad edilmesine şiddetle karşıyız.
Hediyeleşmek sünnettir. Ancak 120 hanımın kanına giren ve bugün bütün dünyayı kana boyayıp iliklerine kadar, sömüren hain ve zalim Amerikanın cinayetini meşru bir işmiş gibi gösteren gün, asla hediyeleşme ve kutlama günü olmamalı, tam aksine tüm kapitalist sistemlerin ve zalim Amerikanın lanetlenmesi ve olayın da lanetle anılması sağlanmalıdır.
Bu vesileyle yazdığım şiirimle sizleri baş başa bırakıyor, saygılar sunuyorum.
K A D I N !…
Neslin devamı için
o bir anne, o bir eş,
İlk insanla başlayan,
o bir batmayan güneş.
O, Peygamber zevcesi,
O Nebiler annesi,
O, sevginin merkezi,
merhamet abidesi.
O, annedir, o kızdır,
o hala, teyze, bacı,
O, senin ya mahremin
ve yahut bir yabancı.
Ne olursa fark etmez,
odur Allah’ın kulu,
O, beşikte yavruya,
gösteren doğru yolu.
O, seni ilk ninniyle
terbiye eden ana,
O, canından can kattı
emekler verdi sana.
İstismar edilemez,
ne duygusu, ne teni,
Açıp hırpalanamaz
onun nazik bedeni.
O, asla olmamalı
bir reklam malzemesi,
Sömürülmemelidir
ne bedeni, ne sesi.
Üryan körpe bedenler,
gazetede-ekranda,
Mutlak kadın figürü,
işlenir her reklamda.
İlaç, boya, çamaşır,
otomobil, kozmetik,
Teşhir edilir kadın,
bunun neresi etik?
Anam, bacım kardeşim,
Benim gencecik kızım!
Siz kadın dernekleri,
Size var bir kaç sözüm!
Tesettürden kurtulup
Güya oldunuz özgür?
Sokağa esir olan
Nasıl olabilir; Hür?!..
Şehevi nazarlardan
Koru ses ve bedeni.
Düşün güzelliğini
Ve onu var edeni!..
Kalemine,yüreğine sağlık amcacım harika ifade etmişsin????????????????