Tüm alem-i İslam’ın ve insanlığın hidayetinin mutlak vesilesi olan Hazreti Kur’an'ın nazil olmaya başladığı, Hira Nur Dağı’na ve oradan da bütün insanlığı tenvir eden ilahi vahyin ilk müjdesinin alındığı gece olan mübarek Kadir gecenizi canı gönülden tebrik ediyorum.
Kadir gecesi, sadece müslümanların değil, bütün insanlığın bir dönüşüm noktasıdır. Dalaletten hidayete, zulmetten nura, karanlıktan aydınlığa ve hulasa bütün kötülüklerden hakka yöneliş müjdecisi olan bir gecedir Kadir gecesi.
بسم الله الرحمن الرحيم :
إنا أنزل ايه في ليلة القدر. وما أدراك ما ليلة القدر. ليلة القدر خير من 1000 شهر. تنزل الملائكة الروح فيها بإذن ربهم من كل امر سلام هي حتى مطلع الفجر. )صدق الله العظيم
Kadir Suresi bize bu gecenin ne kadar önemli, onun 1000 aylık yani bir insan ömrüne bedel rahmetle ve mağfiretle yüklü olduğunu bize en beliğ bir şekilde haber veriyor.
Yani adeta Mevla, bir ömre bedel gecenin esrar perdesini aralıyor. Niçin böyle kıymetli? Çünkü onda bütün insanlığın hidayet rehberi olan Allah kelamı Hazreti Kur’an, Cibril- i ekber vasıtasıyla, beni beşerin en Mükerrem’i Hazreti Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem efendimize ilk vahyin gelişiyle, nübüvvet ve risalet‘in de tebşiratı iletilmiş oluyor. Bu gece Hazreti Muhammed’in peygamberlik müjdesinin, Cibril tarafından kendisine iletildiği gecedir.
Bu gecenin ardından kadınların sultanı annelerin en mübarek olanı, Hazreti Hatice’nin peygamberin, peygamberlik vasfının da tasdik edildiği ve ilk iman nurunun peygamberden sonra kalbinde tecelli ettiği müstesna bir gecedir.
Bu geceyi, içinde zuhur ettiği Hadise’yi bir tarafa bırakarak, yani diğer bir ifadeyle Kur’an’ı görmezlikten gelerek anlamak, anlatmak ve yaşamak mümkün değildir. Bunun içindir ki tüm dünya Müslümanları Kadir gecesinin kadrini bilmeye, şuuruna ermeye ve manasına nüfuz etmeye gayret sarf ediyorlarsa, bilsinler ki önce Kur’an’ı okumaları, anlamalari, yaşamaları ve yaşatmaları, bunun için de bir ömür mücadele ve mücahede etmeleri gerekir.
Neydi bu gece ilk gelen ayetler;
بسم الله الرحمن الرحيم
اقرأ باسم ربك الذي خلق . خلق الإنسان من علق. اقرأ وربك الاكرم الذي علم بالقلم. علم الإنسان ما لم ( alak1-5) يعلم…"
Rahman ve rahim olan Allahın adıyla! “Yaratan Rabbinin adıyla oku . Oku! O insanı bir alak’tan yarattı. Oku! Rabbin kerem sahibidir. İnsana bilmediğini kalemle yazarak öğretti.”
Evet burada bir gerçeği görüyoruz, ilk Hidayet güneşi insan kalbine okuma, yazma ve anlamıyla tecelli ediyor. Her şeyin başı bilmek, anlamak ve yaşamaktır. Onun gerisi kuru bir iddiaa ve boş bir sözdür. Eğer İslam toplumu cehalet gayyasında yüzüyor, Kur’an ışığından ve ilim nurundan mahrum kalıyorsa bilinmelidir ki, o ölçüde İslam gerçeğinden de uzaktır.
İşte bugün biz, acı ama bir hakikat olan bu gerçekle karşı karşıyayız. Şairimiz Mehmet Akif bir beyitinde; “Ey hasm-ı hakiki seni yok etmeli evvel, Sensin bize düşmanları üstün getiren el.”
Burada ifade edilen hasm-ı hakiki cehalettir, karanlıklar gayasında kaybolmaktır ve bu da küfürdür.
Çünkü Kur’an;
“ إنما يخشى الله من عباده العلماء"
Buyurarak , “Allah’tan gerçek korkanların, ona ve emirlerine saygı duyanların ancak alimleri
Olduğunu..” haber veriyor .
Yine bir şairimiz de;
“Kitap sızlar, kitap sızlar,
Kalem ağlar, kitap sızlar.
Son kitabın ilk emrine
Düşman oldu kitapsızlar !”
Son kitabın ilk emri, işte bu Kadir Gecesi’nde nazil olan alak Suresi’nin yukarıda zikrettiğimiz ilk beş ayetidir. Hem okumaya, hem de her şeyi Allah adına okuyup, onun nuruyla bakmaya düşman olan bir cehalet ordusu, hem İslam’ı hem de Müslümanları hedef alarak cehalet girdabında debelenmesine sebep olmuştur. Bugün müslümanların bir numaralı meselesi, cehaleti gerçek düşman olarak tanıyıp, Kur’an ‘ın nurunda her türlü keşfe, yeni buluş ve teknolojiye, her oluşum arkasında Allahın kudretine RAM olmaya gayret etmelidir.
Yıllarca müftülük yaptım, bana hep cemaatin sorduğu şey; "Hocam bu gece nasıl dua edelim, ne kadar namaz kılalım, Kur’an dan neleri okuyalım ve hulasa bu geceyi nasıl ihya edelim?..” diye sualler tevcih ederdi. Yaşı, 40, 50, 60 ve hatta 70‘lere gelmiş olan bu insanlar, bu geceyi ihya maksadıyla bana sual sorarken maalesef, bırakınız Kur’an ‘ ı anlamayı yüzde 80’i, hatta belki yüzde 90’ı Kur’an okumayı dahi bilmiyor. Onlara hep dediğim şey şudur;
Bu Kadir gecesi sizin için Kur’an açısından bir Milat, size yeni gelen bir vahiy gibi düşünülüp anlaşılmadıkça, onu okuma gayreti yanında, onu idrak etmeye yönelmedikçe, bu ilahi vahiyle bütün insanlığı hidayete çağıran Hz. Muhammed ( sav) bi hakkın tanınmadıkça, bu gece yapacağınız hiçbir ibadetin gerçek manada şuuruna ve idrakını eremezsiniz. Önce Kur’an‘la hem hal olacak , onu hayatınızın bir parçası parçası ve uygulamada da Hazreti Muhammed’i vazgeçilmez mutlak bir rehber olarak tanıyacaksınız. Aksi taktirde bu işin tadına halavetine varamazsınız.
Biz de bu geceyi, hayatımızın belki son Kadir Gecesi, aynı zamanda da mutlak gerçeğe dönüşümüzün son vesilesi olarak anlamaya çalışalım. Bilinmelidir ki bugün bütün insanlık, Kur’andan uzak kalmanın hatta onun emirlerine düşman ve muhalif olmanın ağır bedellerini tüm dünya coğrafyasında ödemektedir. Gazze’de yaşananlar, Filistin’de yıllardır yükselen feryatlar, Miammar’da, Arakan’da ve doğu Türkistan’da yaşanan vahşet ve insanlık dışı zulümler, Kur’an’dan uzak ve bihakkın yaşamaktan mahrum olan iki milyarlık İslam alemi ile, ona saldıran bir küfür dünyası arasında cereyan eden acı ve kahredici tablodur. Kaybeden, İslam güneşini, ceketinin astarında gizleyen gafil Müslümanlardır.
Rabbim gecemizi, Kadir’in kadr-u kıymetini bilerek, bundan sonraki ömrümüzü tanzim etme şuurunu biz Müslümanlara ihsan etmesi dileklerimle, KADİR GECENİZİ tebrikle selam, sevgi, saygı ve dualarımı iletiyorum.
KADİR GECESİ !..
“Biz indirdik Kur’an’ı,
o kadir gecesinde.
Sen nereden bilirsin,
ne var onun içinde?
O kadir gecesi ki,
hayırlıdır bin aydan,
Melekler ve Ruh iner,
ok gibi fırlar yaydan!
Rablerinin izniyle,
her şey için inerler,
Tulu-u fecre kadar,
esenlikler dilerler.
Kadir böyle bir gece,
kadrini bilmek gerek.
O gece yeryüzüne
iner sayısız melek!
Hangi ibadeti sen
o gece yapıyorsan,
Meleklerden aynısı
edilir sana ihsan.
O gece geldi ferman,
o gece indi Kur’an,
“Oku benim ismimle!”
söyledi Yüce Rahman.
Dalga-dalga yayıldı,
Hira’dan yükselen ses,
Sadece o ve Cibril,
ne bir seda, ne nefes!
Hira , vahyin mihrabı,
orası Cebel-i Nur,
Doğdu asr-ı saadet,
ordan yayıldı huzur.
O gece nur dağında
ne varsa geldi vecde,
Taşlar,ağaçlar,kuşlar,
Rahman’a yaptı secde.
Vahye muhatap olmak, peygamberlik müjdesi, ilk ayet ve nübüvvet, gece; Kadir Gecesi.
Bugün; 26 Ramazan 1446
Ve ; 26 Mart 2025 Çarşamba
Rabbim; KADİR GECEMİZİ, tüm insanlık hayatında yeni bir varoluşa vesile olduğu gibi, bizim de fert planında hayat ve geleceğimizi Kur’an aydınlığında yeniden tanzim etmeye vesile kılsın.
Bu gecede vadettiği tüm lütuf ve ihsanlara bizleri mazhar eylesin. Miammar, Arakan, Doğu Türkistan ve dünyanın bir çok yerinde zulme maruz kalan tüm müslümanlarla, hasseten Filistin ve Gazze’de en acımasız zulme muhatap mü’min kardeşlerimize Rabbim imdat eylesin.
Zalim İsrail ve destekçisi başta ABD olmak üzere tüm zalimleri, müslümanların eli, güç ve iktidarıyla kahr u perişan eylesin. Bu mübarek KADİR GECESİ ve aydınlığında, rızasına uygun her ne tür dilek ve arzunuz varsa, başta hastalarımızın şifayap ve tüm ahirete göçenlerimizin cennet ve cemalullaha nail olması dualarımla,
Selam ve saygılarımı sunarım.