Kenar'ı Diclede bir kurt kapsa koyunu, gelir de adl-i ilahi Ömer'den sorar onu...
Akif'in, Hz. Ömer'in idare anlayışı ve adalet düşüncesinin ifadesi olan bu mısrasını bugün şöyle okusak nasıl olur?
'Evinin avlusunda gelip de bir yavruyu kapsa köpek, bunun hesabını ebeveyne ve Allah’a kim verecek?..'
Şu anda Türkiye'de tam da böyle bir kaotik ortamı yaşıyoruz. Henüz üzerinden bir yıl bile geçmeyen sokak hayvanları yasası, hayata geçmesine rağmen o günden bugüne dek onlarca çocuk, kadın genç ve ihtiyar; Köpeklerin adeta canlı maması haline getirildi.
Allah aşkına bir kanun düzenleyiciler tarafından çıkarılırken, bir yıl sonrasını göremeyecek kadar özürlerle muallel olarak çıkarılabilir mi? Siz, günün tüm şartlarını göz önünde bulunduruyor ve eskilerin deyimiyle; 'Efradın cami ağyarını mani' bir hüküm vaz edemiyorsunuz demektir.
Her köpek cinayetinin ardından 'kanı yerde kalmayacak, ilgili ve yetkililere hesap sorulacak!' nakaratları söylenirken, esas çıkarılan yasanın, böyle bir zaafa meydan verdiğini görmemek ciddi bir körlük alametidir.
Bendeniz, yasa çıkarken gırtlaklarım yırtılırasına feryat ettim, ilgililere yazılar, teklifler verdim, makaleler yazdım, bu yasa mevcut haliyle çıkarsa hiçbir sorunu çözmeyecek ve iş sürüncemede kalıp, zamana ta’lik edilecek, dedim. Nitekim de durum dediğimiz gibi oldu.
Yaptırım ve cezai uygulama 2028 seçimlerine kadar ta’lik edilen bir yasanın, bugün ki uygulamasından kim, kimi sorumlu tutabilir? Siz valiye, kaymakama, muhtara, büyükşehir, il, ilçe ve belde belediye başkanlarına gerekli tedbirleri alma hükmünü, 2028 tarihine tecil ederseniz, o tarihe kadar işlenecek tüm köpek cinayetlerinin sorumlusu o yasa ve Yasayı çıkaranlar olur.
Elbette biliyorum bu yasa çıkarken; 'köpekleri korumak benim için bir kırmızı çizgidir !' diyecek kadar parlementoda, gerek iktidar ve gerekse muhalefet içerisinde milletvekilleri mevcuttu. Hayvanları çok seviyor, köpekler vazgeçilmez!
Peki 'ölenler ölsün kalan sağlar bizimdir' hoyratlığına teşne bir anlayış ancak bu kadar sığ görüşlü olabilir. Bizim inancımıza göre, bir suçun veya bir cürmün karşılığı, o cürüm kadardır. Bir tarafta insan ölecek, bir hayat sonlanacak, öbür tarafta ya parasal veya çok kısa süreli bir mahkumiyet öyle mi? Bunun hiç bir hukukta yeri yoktur. Dolayısıyla da kabul edilmesi mümkün değil.
Maalesef bizim yasalarımızda bu zaafı hep görüyor ve yaşıyoruz. Bu nedenledir ki, mehter takımı gibi iki ileri bir geri gidiyoruz. Sayın cumhurbaşkanımız; 'acil tedbirler alınmalı yoksa gereği yapılacak' buyurdular. Çok isabetli olur!
Ne var ki çıkartılan yasaya göre, bu şartlarda daha fazla bir yetki, sorumluluk ve radikal çözüm yok. Çünkü yaptırım yok, müeyyide yok. Şimdi, Konya’daki iki yaşında yavrumuz Rana’nın, parçalanmış vücudunun hesabını kime soracaksınız? Hadi sordunuz bir hesap, o çocuk geri gelecek, ailesi mutlu olacak mı?
O yavru, belki onlarca yıl insanlıkla berhayat olmak hayalini bile kuramamışken, eğer ölüme mahkum edildiyse, Hazreti Ömer'in o güzel deyişine, Dicle kenarında bir kurdun koyunu kapmasından mesuliyet kuşanan ruhu taşıyamıyoruz demektir. O, bir koyundan bahsediyordu biz ise insandan! Eşref-i mahluk olandan! Allah’ın en mükerrem varlığından!
Bütün bu olaylar gösteriyor ki, kanun düzenleyiciler hakkın ölçüsünü, insan haklarını değil, dünyevi bir kısım zevk ve hesaplarını öne çıkarıyorlar. Şimdi yapılması gereken şey, acil olarak yasayı yeniden restore etmek, radikal karar ve uygulamalara geçmektir. Hüküm açıktır. İster sahipli, ister sahipsiz ister kulağında çipi olsun, isterse çipi olmasın, sokakta görülen her köpek itlaf edilecek yani öldürülecek. Hayvan sahipliyse cezalandırılacak, sahipsizse belediye veya mülki idare, itlaf edilmediği veya barınaklara alınmadıkları için görevlerinden uzaklaştırılma dahil, şayet bir ölüm vuku bulmuşsa görevden uzaklaştırılmasına ve sebebiyetle, katil dediğimiz bir cürmü işlemekten mahkumiyetine karar verilebilecek, bir zorlayıcı hüküm vaz edilmelidir, aksi taktirde havanda su döveriz.
Nitekim bugün de bunu yapıyoruz. İşlenen cinayetler ve ardından yakılan ağıtlar ve çekilen siyasi nutukla... Yeter Allah aşkına nutuklara doyduk. Hani şairimiz diyordu ya 'Lafını çok dinledik şimdi iş inkılap‘ta' evet öyle bir kararlı ve güçlü iradeye ihtiyaç var.
Artık, kulaklarımız köpek cinayetleri sözünü ve annelerin kaybettikleri evlat feryatlarını duymak istemiyor, sokaklarda yakılan acı ağıtların son bulması ve ölenlerin de cennette yakınlarına şefaatçi olmalarını diliyor, ruhlarına Fatihalar gönderiyorum.
O itler üzerinden birileri zengin oluyor. 5199 nolu yasa çıkmadan Türkiyede birkaç yüz bin köpek vardı. Yasa çıktı itleri beslemek rant kapısı oldu. Devletin milletin parasıyla köpekleri 10 milyon yaptılar. Dağ taş köpek doldu. Neticede binlerce insan başıboş itler tarafından parçalandı. Şimdi de barınakta beslemek rant kapısı olacak. Yapılması gereken Atatürk gibi o itleri itlaf etmek. Barınakları milletin parasıyla değil. Gönüllü hayvanseverlerin parasıyla idame ettirilsin. Bu Amerikada avrupada böyle. Ama amaç hep milleti söğüşlemek olduğu için devlet bütçesinden ihalelerle it çobanlığı yapıyorlar. Yolsuzluk ***lık önlenemedi. Üstüne milyonlarca iti besleyeceğiz diye milleti söğüşlüyorlar. İtler kutsal değil alt tarafı hayvan. Porsukları, tilkileri, ayıları, kurtları, yaban domuzlarını besliyor musunuz? Kuzuları tavukları canından etmek var. Niye itleri canından etmek yok. İtlerin ayrıcalığı ne?
İt rantçılarını memnun eden 5199 nolu yasa 2004 çıktığından beri başıboş itler toplumun kanayan yarası. O zamandan bu zamana tonlarca mamayla it nüfusunu patlattılar. Köpek itlafını geri getirmediğiniz müddetçe atacağınız her adım oyalama olacaktır. İnsanlar birileri it rantından zengin olsun diye parçalanıyor.
"Bir çocuğun parmağı, dünyadaki tüm hayvanlardan kıymetlidir. Veteriner bilimleri böyle söyler. Son zamanlar da okuduğum en açıklayıcı ve en doğru köşe yazısıydı elinize emeğinize sağlık.
En tepedeki Cumhurbaşkanı'ndan, en alt kademedeki muhtarına kadar yetkili kim varsa... Eğer bu kişiler oy kaygısıyla yavrularımızın ölmesine göz yumuyorlarsa; bunlar köpekleşmiş insanlardır. Bu en hafif tabiri. Çünkü Peygamberimiz bunlar için "Dilsiz şeytan. " diyor. Eğer bir çocuğumuz daha ölürse; Allah bu önlem almayanların belasını versin. ( Amin) Editör Allah rızası için yayınla.
Eline, ağzına yüreğine kalemine sağlık .
Muhterem milletvekilimiz çok güzel ???? bir makale yazmış, kendisini tebrik ediyorum, bu ülkede " HAYVAN HAKLARI KANUNU" çıkaranlar " İNSAN HAKLARI KANUNU"nu niçin çıkarmazlar! Başıboş gezen ???? köpekler itlaf edilirdi. Şimdi ne oldu kulağa küpe ve sokakta veya küpesiz binlerce köpek! Bu kaçıncı köpek saldırısı! LÜTFEN KANUN DEĞİŞTİRİLSİN! Bu masumların vebalini kimse çekemez! AB'ye girmek uğruna çıkarılan kanunlardan bıktık, bu kanunlar müslüman ???? ülkenin yapısına uymuyor! ZATEN AB'NE TÜRKİYE'Yİ ASLA ALAMAYACAKLAR. ÇÜNKÜ AB HRİSTİYAN BİRLİĞİDİR! CUMHURBAŞKANIMIZ ARTIK BU GERÇEĞİ KABUL ETSİN! MERHUM ERBAKAN HOCAMIZIN KURDUĞU D-8'E SAHİP ÇIKALIM, BU EKONOMİK İŞBİRLİĞİNİ GELİŞTİRELİM!
Ne anlatıyon?
Aynen,önce insan.Bir de bu kendine hayvansever diyenlerin acaba bir yakınının başına gelse emin olun yerigöğü yıkarlar.Derde çare bir yasa bekliyoruz.Ayrıca bazı mama şirketleri de bunu körüklüyor .