Sayın Valim, Sayın yetkililer! Sizler; VELİYYU’L- EMİR, NAİBU’L- EMİR, yani Emir’in, Devlet Başkanının, Cumhurbaşkanın naibi, ilde temsilcisi, onun adına icra ve hizmetleri takiple sorumlu, ilde ve ülkede en yetkili makamdasınız.
Bendenizin de milletvekili olduğum dönemde ( ki, halen vekil olan arkadaşlarımızın sorumluluğudur); yasama, yürütme ve millet adına denetim sorumlulukları bulunan bir noktadaydım.
Şimdi ne böyle bir sorumluluğum ne de böyle bir yetkim var. Ancak size il adına belki bir çok sorundan birisi, ama en önemlilerinden biri olan YEDAŞ’la alakalı sıkıntı ve yaşanan problemlemleri, çoğunlukla kırsalda yaşayan halkımızın kronikleşen sorunlarını iletmek, ilin valisi olarak sizi aşan boyutta bir sorunsa ilgili bakana ( Enerji) konuyu il adına taşımak, yüklenici ve sorumlu özel sektörün önde gelen kuruluşlarından birisi olan ÇALIK HOLDİNGE bağlı YEDAŞ adlı kuruluşun halka verdiği hizmetlerdeki aksaklıkları, vatandaşın uğratıldığı zararları tazmin konusunda kamu otoritesi ve hak arama yollarını gösterme hususunda vali olarak sizin, siyaset cenahı olarak da, mensubu olduğum iktidar partisinin Samsun yetkilileri, vekil ve başkanlarının da sorumluluklarını hatırlatmak istiyorum.
12 Haziran'dan beri doğup büyüdüğüm köyüm olan Atakum/ Özören mahallesinde ikamet etmekteyim. Takribi iki aydır planlı - plansız ( nevzuhur) sayısız elektrik kesintilerine maruz kaldık. Bu sadece benim köyüm/ mahallem değil, hemen hemen kırsalda her köy ve mahallenin her gün denebilecek sayıda maruz kaldığı bir haksız uygulama veya hizmet eksikliğinden doğan vatandaşa verilen ciddi maddi zarar ve ezadır.
Evlerimizdeki elektrikli tüm araç ve gereçler maalesef elektrik kesintisi ve gel gitlerinden kaynaklanan arızalara, hatta bir kısmı da kullanılamaz hale gelmektedir. Bu kıt kanaat geçinen vatandaşın ekonomisine ciddi boyutlarda zarar verdiği gibi, milli ekonomiye de büyük zararlar yüklemektedir.
YEDAŞ önemli bir kurum ve kuruluştur. ÇALIK HOLDİNG ülkenin önemli özel sektör kuruluşlarından birisidir. Senelerdir bu hizmeti yapmakta ve edindiği tecrübelerle bunun üstesinden gelememesi mümkün değildir.
Belli ki, ortada bir yönetim zaafı ve insana kıymet verme, halkı önemseyip önemsememe sorunu vardır. Belki de bununla iktidara karşı nefret ve hususi tepki oluşturma gayreti var. Bu durumun sorgulanıp takip edilerek çözüme kavuşturulmaması, müteselsilen tüm yetkili ve etkili makamları da aynı töhmet altına sokabilir.
Yani, kırsal, bazen de şehir merkezlerinde saatlerce bu çağda elektriğin kesilmesine anlam vermekte zorluk çekiyorum.
Bir anekdot;
1982-85 yılları arasında Hollanda’da görev yaptım. Dört yıl kaldığım bu ülkede bir defa olsun elektriğin kesildiğini görmedim. Ben işçilerle bunu konuşurken, onlar bize; "Hocam bizler senelerdir buradayız ( şimdilerde altmış yıl oldu) bir kez olsun elektrik kesintisi görmedik." dediler.
Bu yazımı Sayın Valimin ( Veliyyu’l- Emir) şahsında tüm yetkililere basın aracılığıyla vatandaş sıfatıyla ŞİKAYETNAME olarak iletiyorum.
Tabii en büyük şikayet makamım, (aynı zamanda emekli bir müftü olarak da ) Rabbimin Yüce Makamınadır. Sizler bizleri, özellikle mazlum, masum hakkını aramakta dahi ketum ve gani gönüllü insanlar olarak dikkate almak istemezseniz de, muzdar kulunun şikayetini zapt-ı rapt altına alan Allah’a şikayetimizi arzediyoruz.
Konuyu Sayın Enerji Bakanına, ilgili kurum ve kuruluşlara, ilin siyasi sorumlularına bu vesileyle ileteceğimi de ifade etmek istiyorum.
Biz elektrik iletim ve dağıtım işlerinin ayrılıp, kısm- ı azamının özelleştirilmesini vaktiyle arzu ederken, hantal devlet yapısından daha hızlı ve sorun çözmeye odaklı özel sektör marifetiyle bu işler halledilsin dedik. Onlar bu işe maalesef çözüm odaklı değil, çıkar ve kazanç odaklı ve amaçlı bir bakışla yaklaştılar.
Sorun sadece Samsun ve bölgemizdeki Yedaş’ın değil, ülkenin tamamında tüm yüklenici kuruluşların maalesef bu adeseden bakış içerisinde olması da ayrı bir garabettir. Maalesef, üzülerek ifade ediyorum ki, konu sadece illerin vali ve yerel yöneticilerini değil, merkezi hükümetin ilgili üyelerinin ciddi takip ve yaptırım iradelerini gerektiriyor.
Hep söylüyorum. Batıyı örnek vermekten ciddi anlamda rahatsızım ama, ister istemez örnekleme yapmak durumunda oluyoruz. Yakın bir tarihte üçüncü kez düzenleme yapılan 5199- sayılı hayvan hakları yasası bir türlü başı boş köpek sorununu çözemedi ve yapılan son çalışma da yeterli olmayacak.
Ama bunu batı kökten çözmüş. Emsal ortada. Batıdaki hangi ülkeye bakarsanız bakınız sokakta başıboş hayvan, köpek asla göremezsiniz. Batıda hiç bir ülkede- bir felaket, yıldırım v.s. gibi hadise olmadıkça- elektrik kesintisi asla yok. Niçin, vatandaş ilgili kurumları bizzat kendisi denetliyor ve hak aramasını biliyor.
Ben buradan elektrik kesintileri nedeniyle araç gerecinin zarar gördüğünü teknik elemanlarla tesvik edecek tüm vatandaşları başta YEDAŞ olmak üzere tüm ilgilileri yargıda tazminat ödemek için dava açmaya, ilgililere sorumluluklarını hatırlatmaya davet ediyorum.
Herkes sorumluluğunun idrakinde olmalı, vatandaşı insan yerine koymayı bilmelidir. Selam, saygı ve dualarımla…
anlamsız bir yazıydı, okuduğum için kaybettiğim vakite üzüldüm...