‘Beyaz Zambaklar Ülkesi’ kitabında Grigory Petrov kayalıklar ve bataklıklarla çevrili 2 milyon nüfuslu Finlandiya’nın köylüsünden, öğretmenine herkesin nasıl birlik olup ülkelerini kalkındırdıklarını anlatıyor.
Kitap, Thomas Carlyle’in bir cümlesi ile başlıyor: “Bir ulusun geleceğine münhasır kişiler ve kahramanlar yön verir; hatta bu kahramanlar ulusları tutuşturmak için gökten inen yıldırımlardır.”
Bir bataklıkta beyaz zambaklar açtıran azim, irade, inanç bir araya gelince zaten olduğu yerin çiçekler açmaması imkansızdır.
Siz ne yapıyorsunuz? Neden hiçbir şey yapmıyorsunuz? Hayatı daha yaşanılabilir kılmak için neden çalışmıyor sunuz? Hiç utanmıyor musunuz? Samsun için ne yapıyoruz? Yaşadığımız yerin kendi şehrimiz olduğunu unutup asalak olmaya devam mı ediyoruz? Yoksa daha iyisi için çabalayıp cennet haline mi getirmeye uğraşıyoruz? Eleştirileri kendimize yöneltmeliyiz. Bu soruları kendimize yöneltelim!
Sorsalar en vatansever milletiz. Savaş olsa en ön safta biz gideriz. Atalarımız gibi bir “Kurtuluş” destanı bile yazarız. Vatan uğruna verilen canları unutmamalı, vatanımız için çabalamalı ve kitapta geçen şu sözleri hiç unutmamalıyız.
“Vatan için ölmek, vatan için yaşamaktan daha büyük bir kahramanlık değildir. Öğrenmek, vatanın gelişmesi için çalışmak, halkın gelişmesi için çalışmak daha büyük bir kahramanlıktır.”
Ne olursa olsun bu hayatta bir amaç içinde yaşamalı insan. Unutma kendi dünyanı cennete çevirsen, başkalarının dünyası da öyle olacaktır. Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur! UYAN.