Dünya artık sürdürülebilir ve yenilenebilir enerji üzerine çalışmalara odaklanmış durumdadır.
Sürdürülebilir enerji, gelecek nesillerimizin ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için gerekli olan kaynakları tüketmeden ve yeterlilikleri tehlikeye atmadan, bugünün ihtiyaçlarını karşılayabilen enerji türünü ifade eden bir terimdir. Yani gittikçe derinleşen ekolojik tahribatın önüne geçecek şekilde kainatın nimetlerinden faydalanma biçimlerinden bir tanesini ifade etmektedir.
Çarşamba Ovamız bu noktada gerçek bir servet niteliği taşımaktadır. Halk arasında “bu topraklara insan eksen, insan yetişir!” deyimi de bu durumu en iyi betimleyen bir cümledir.
Çarşamba Ovası, tarımsal verimliliği en yüksek ve stratejik öneme sahip bir coğrafyalardan bir tanesidir.
Ancak üzülerek belirtmek gerekir ki Çarşamba Ovamızın kaderi üzerinde karar alıcı konumda bulunan idareciler bu gerçeği idrak edebilmiş değildir. Bunu tüm iyi niyetimle ifade ediyorum. Çünkü ortada bu gerçeğin idrak problemi yoksa bu ovaya bilinçli olarak ihanet edildiği gerçeği ortaya çıkacaktır. Buna en yakın ve can sıkıcı örnek ise nitelikli tarım arazisinin ortasında inşa edilen Biyokütle Enerji Santrali’dir. Her ne kadar bu santralde inceleme yapan Bilirkişi Heyeti’ne ait geçtiğimiz günlerde açıklanan rapor santrale karşı bölge insanının açtığı davayı haklı bulsa da Çarşamba’nın böyle yanlış konumlanmış bir yatırımla karşı karşıya olması bile üzücüdür.
Hiç kimse yatırıma karşı değildir. Burada karşı çıkılan husus; santralin birinci sınıf tarım arazilerinin ve yerleşim bölgesinin ortasına yapılmasınadır.
Peki idareciler bu bölgeye BES kurulmasına neden müsaade etmiştir?
Elbette bu soruya cevap niteliği taşıyacak birçok iddia malumunuzdur. Bunlar zaten kamuoyunun takdirine kalmıştır.
**
Bizi meraklara sevk eden bir başka husus; Çarşamba için Güneş Enerjisi Santrali modelinin bu zamana kadar neden düşünülmediğidir?
Güneş Enerjisi Santralleri veya Güneş Enerjisi Tarlası bildiğiniz üzere güneşten gelen enerjiyi fotovoltaik modüllerin ve diğer bileşenlerin kurulumu ile elektrik enerjisine dönüştüren sistemlerdir. Güneş enerjisi santralleri hesap makinelerindeki sistemler gibidir. Fakat büyük ebatlarda güneş pilleri kullanılır. Fotovoltaik güneş pilleri, üzerine gelen güneş ışınlarını elektriğe çevirirler. Yapı olarak evlerimizin çatısında kullanılan sıcak su ihtiyacımızı karşılayan güneş enerjisi panellerine benzemektedir.
**
Bununla ilgili Demre Belediyesi, Kırşehir Belediyesi gibi birçok belediye de adımlar atmıştır. Hatta geçtiğimiz günlerde de İlkadım Belediyesi’nden bu projeyle ilgili açıklama yapıldı. Yapılan açıklamaya göre 3000 konutun ihtiyacını karşılayacak olan tarla 25 dönüm araziye konumlandırılacak. Sadece bu projeyle yılda 4.390.000 kw/s elektrik üretileceği açıklandı. Bu proje ilçe ekonomisine ciddi bir katkı anlamına gelmektedir. Ayrıca projeye İller Bankası ve Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) destek vermektedir. Finansman ise Avrupa Birliği Fonundan sağlanacak.
Projenin önemli bir diğer özelliği de nitelikli tarım arazilerine kurulmasına izin verilmemesi yönündedir. Yine aynı proje üzerine dünyanın birçok bölgesinde de önemli çalışmalar yürütülmektedir.
Arazi sorununu ortadan kaldırmak ve kullanımı yaygınlaştırmak için ABD’nin Kaliforniya eyaletinde, 1 Ocak 2020’den itibaren yeni yapılan binaların çatılarına güneş enerjisi santrali (GES) kurulma zorunluluğu getirilmiştir.
Buna benzer bir diğer örnek de Niğde Organize Sanayi Bölgesine kurulan Güneş Enerjisi Santrali’dir. 80 bin metrekare alana kurulan GES sayesinde 3 yılda 4.5 milyon dolar gelir sağlanmıştır.
Peki bu proje Çarşambamızda yapımına başlanan Çarşamba OSB için düşünüldü mü?
Arazi sorununu ortadan kaldırmak da bu sistemin inşa edilen binaların çatısına kurulumuyla mümkündür. Çarşamba OSB’ye kurulacak Güneş Enerjisi Sistemi Çarşamba OSB’ye de büyük ölçüde katkı sunacaktır.
Yine OSB’ye kurulması önerisinden bağımsız olarak Çarşamba Belediyesi bu yönde neden çalışma yürütmemiştir?
Özel sektör eliyle nitelikli tarım arazilerimizin ortasına yapılan Biyokütle Enerji Santrali’ni adeta Çarşamba Belediye Başkanı sıfatıyla değil de Avukatlık sıfatıyla savunan sayın Halit Doğan neden bu konuda Demre veya İlkadım Belediyelerini örnek almamıştır?
Çarşamba Belediyesi tarafından hayata geçirilecek böyle bir proje sayesinde üretilen elektrik enerjisi Çarşambalı çiftçilerimize çok cüzi rakamlarla kullandırılarak Çarşamba tarımına da ciddi anlamda bir destek sağlanabilir.
Veya üretilen bu enerji sayesinde Çarşamba’da yaşayıp sosyal yardım alan ailelerimize çok daha düşük tarifelerle elektrik kullanım imkanı sunulabilir.
Elbette üretilen elektrik enerjisinin kullanım fazlası olduğu takdirde satışı yapılarak Çarşamba ilçemize ciddi anlamda bir gelir imkanı yaratılabilir.
Üstelik biraz da esprili bir biçimde yaklaşmak gerekirse bu santralin aklanması gereken bacası da bulunmuyor. Su buharı olarak makyajlamak zorunda bırakan baca dumanı da yoktur. Tamamen kurulan güneş panelleri vasıtasıyla Güneş Enerjisinden faydalanılıyor.
Biz projeyi sunuyoruz. Elbette bu projemiz bazı sermaye gruplarını bir hayli rahatsız edecektir. Çarşambalının cebine uzanan ellere kızgın maşa niteliği taşıyacaktır.
Ancak biz Çarşambamızın menfaatine olan her fikri ortaya koymaya devam edeceğiz.
Esen kalın…