6 Şubat 2023'te meydana gelen ve ülkemizin güneydoğusunu derinden sarsan depremin ikinci yıldönümündeyiz. Bu felakette hayatını kaybeden 55.000'den fazla vatandaşımızı rahmetle anarken, geride kalanların yaralarını sarmak için ne kadar yol kat ettiğimizi somut verilerle değerlendirmek önemlidir.
Yapılanlar ve Yapılamayanlar
Depremin hemen ardından, hükümet 650.000 konut inşa etme sözü verdi ve bu konutların 319.000'inin bir yıl içinde teslim edileceği belirtildi. Ancak, aradan geçen iki yıla rağmen, sadece 201.431 bağımsız birim hak sahiplerine teslim edilebildi. Bu, hedeflenen konutların yaklaşık yüzde 30'una tekabül ediyor ve birçok depremzedenin hâlâ geçici barınma alanlarında yaşadığını gösteriyor.
Barınma Sorunları ve Geçici Çözümler
Depremzedelerin büyük bir kısmı, konteyner kentlerde veya akrabalarının yanında yaşamlarını sürdürmek zorunda kaldı. Yaklaşık 500.000 kişi hâlâ geçici barınma koşullarında yaşamaktadır. Bu geçici çözümler, uzun vadede sürdürülebilir değildir ve depremzedelerin psikolojik ve fiziksel sağlığı üzerinde olumsuz etkilere yol açmaktadır.
Altyapı ve Hizmetlerdeki Eksiklikler
Deprem bölgesindeki altyapı çalışmaları da beklenen hızda ilerlememiştir. Yollar, su ve elektrik hatları gibi temel hizmetlerin yeniden inşası konusunda ciddi gecikmeler yaşanmıştır. Bu durum, bölgedeki ekonomik faaliyetlerin canlanmasını engellemiş ve yaşam standartlarını düşürmüştür. Özellikle Hatay, Kahramanmaraş ve Adıyaman gibi illerde altyapı eksiklikleri belirgin şekilde hissedilmektedir.
Çevresel Riskler ve Enkaz Yönetimi
Enkaz kaldırma çalışmaları sırasında çevresel riskler yeterince dikkate alınmamıştır. Özellikle asbest gibi tehlikeli maddelerin kontrolsüz bir şekilde çevreye yayılması, hem insan sağlığını hem de ekosistemi tehdit etmektedir. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), enkaz yönetimindeki eksikliklere dikkat çekerek, doğru bertaraf edilmediği takdirde enkazın çevre ve insan sağlığına zarar vereceğini belirtmiştir.
İmar ve Yapı Denetimi Konusundaki İhmaller
Deprem sonrası yeniden inşa sürecinde, imar planlarına ve yapı denetimlerine yeterli önem verilmemiştir. Bu durum, gelecekte benzer felaketlerin yaşanması halinde aynı sorunların tekrar ortaya çıkma riskini artırmaktadır. TMMOB'nin hazırladığı 2. yıl değerlendirme raporunda, hedeflenen kalıcı konutların yalnızca yüzde 30'unun yapıldığı ve devletin planlama ve organizasyon yapısının enkaz altında kaldığı vurgulanmıştır.
Genel Bir Değerlendirme
6 Şubat depreminin üzerinden iki yıl geçmiş olmasına rağmen, atılması gereken birçok adımın hâlâ atılmadığı ve yapılması gereken çalışmaların eksik kaldığı görülmektedir. Bu durum, sadece deprem bölgesindeki vatandaşlarımızın değil, tüm ülkenin güvenliği ve refahı açısından endişe vericidir. Gelecekte benzer acıların yaşanmaması için, deprem öncesi hazırlıkların ve sonrası iyileştirme çalışmalarının bilimsel ve planlı bir şekilde yürütülmesi elzemdir. Unutulmamalıdır ki, depremler doğal birer olaydır; ancak felaketlere dönüşmesi, insan ihmallerinin bir sonucudur.