Merhaba ben Sefa. 36 yaşındayım. Azra’nın ve Vefa’nın babasıyım. Samsun’da doğdum. Ortaokul, lise ve üniversite yıllarında İstanbul’daydım. 45 ülkeyi ziyaret ettim. İncelemeye, anlamaya çalıştım. Yurtdışında yaşadım. Uluslararası ticaretle uğraşıyorum.
Annem ve babam iş insanıydılar. İşyerlerinde geçti çocukluğum. Oyun arkadaşlarım çalışan abi ve ablalardı. O da müsait vakitleri olursa. Müşterilerle ilgilenmeyi severdim. ‘Sen küçüksün benimle yetkili biri ilgilensin’ derdi kimisi, üzülürdüm…
Hayatın zorluğunu, emeği, emekçinin çilesini daha o yaşlarda gördüm. Bitmeyen ekonomik krizler, iki ileri bir geri giden işveren, ipin ucu kaçarsa iflas ve icra, işini kaybeden çalışan, geçinemeyen asgari ücretli, çaresiz emekli…
O yıllardan bu yıllara pek bir şey değişmemiş aslında.
Peki hep böyle mi olacak? Ben çocuktum büyüdüm aynı hikayeler, Azra ve Vefa büyüyünce de aynı hikayeleri mi dinleyecekler?
Artık yeni şeyler söylemek lazım değil mi?
“Sorumsuzluğun miskinliği ve konforu içinde yaşamak mı yoksa sorumluluk altında ezilmek mi daha zor?” Gürkan Çakıroğlu
Devam edeceğiz…