2018 yılında 474 milyon dolar seviyelerinden 646 milyon dolar seviyelerine yükselen Samsun ihracat rakamlarında ağırlıklı olarak demir çelik ve otomotiv sektörleri ile ilgili olup Samsun gibi tarım sektörünün tüm fonksiyonlarına sahip bir kent için kabul edilemeyecek bir olgudur.
Açıklanan bu rakamlar Samsun’da ticaretin geliştiğine, istihdam alanlarının arttığına sosyal refahın arttığının bir göstergesi değildir.
Tek avantaj ülkeler ile olan deniz bağlantısı ve limanımızdır.
Sadece deniz ulaşımı değil kara ve hava ulaşımı avantajları da astronomik ihracat rakamlarının kaynağını oluşturmuştur.
Birkaç aydır ülke gündemini oluşturan patates-soğan sendromunun ortadan kaldırılması için altyapı mevcuttur.
Tarım yatırımlarının temel ihtiyaçları karşılayamayan noktaya gelmesi ve bunun dışında işsizlik oranlarının yüzde 14.7 düzeylerinde seyretmesi üretim yerine tüketime yönelen bir toplum haline gelmemizin nedenlerini öğrenebilmek için ekonomist olmak gerekmez.
Samsun’da Ticaret ve Sanayi Odası’na kayıtlı üyeler arasında Samsun ekonomisine katkıları olan ve ilk 500 firma arasında yer alan önemli firmalar yer almaktadır.
Samsun denilince akla ilk gelen dünyaca ünlü tütünü ve fındığıdır.
Bugün tütün eken ailelerin sayısı iki elin parmakları kadardır. Çünkü alıcısı yoktur.
Fındık ise tarlalardan sökülmesi için teşvikler verilmiştir.
Belirli tarım politikalarının gereği olarak bölgelerde belirli programlar yapılabilir.
Ancak Samsun’dan tütün ekimini teşvik etmez iseniz tütün mamullerini işleyen fabrikalarınızı kapatmak zorunda kalırsınız.
Bugünkü tablo ortadadır.
Her aileden en az bir kişinin veya yakınının emekli olduğu işletmeler kapatılmış, değişik amaçlar ile kullanılır hale getirilmiştir.
Samsun’da açıklanan 646 milyon dolarlık sevindirici rakamlar kent gerçeğini ortaya koymamaktadır.
TÜİK verilerine göre açıklanan enflasyonun izleri en az iki kat olarak caddelerimizde, kahvehanelerimizde ve kafeteryalardaki avare gezen insanlarımızın çaresizliğinde görülmektedir.
Belediyelerimizin asli görevleri malumdur tekrarlamak gerekmez.
Kentin ana sorunları işsizlik ve üretim materyallerinin hayatiyete geçirilememesidir.
Eksik olan birlikte projeler üretememektir.
STK’lar toplum hayatında çok önemli yer tutmaktadır. Demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır. Ancak bu kurumlar Samsun’un genel sorunlarına eğilmek gündeme getirmek yerine siyasi tercihlerine hizmet etmeyi ön plana almakta ve misyonlarının gereğini yerine getirmemektedirler.
Oysa bu kentin üretmeye dolaysıyla üretim ile birlikte yeni istihdam alanlarına ihtiyacı vardır.
Siyasi tercihlerimizin icra yeri seçim sandıklarıdır.
Kentin ekonomik anlamda gelişmesine katkıda bulunmak için yerel yöneticilerimizi ve siyasilerimizi harekete geçirmek STÖ’lerin gerçek misyonları olmalı, aksi taktirde bir siyasi partinin vitrini olmaktan kurtulamazlar.