Çocuk ilkokul son sınıftadır. Doğum günü sonrası babasına "Babacığım bayram harçlığım ile doğum günümde, dedemden dayımdan amcamdan gelen paralarım sende dursun demiştim. Sende bana, beğendiğim altın bir bileklik aldın. Biraz para kaldı demiştin. Onunla da dolar hesabı açtırmıştın bana. 50 dolarlık hesap açtım dedin, görüyorsun ayakkabılarım yıprandı bir çizme gördüm doları bozdurursak alabiliriz değil mi?" der.
Baba ise "Yok kızım alamayız. Doları 18 TL'den almıştım 900 dolar tutmuştu. Şimdi 550 TL'ye düştü. Çizmeyi alamayız" yanıtı verir ve çocuk üzülür, ağlamaya başlar. Hırpalanmış ayakkabısı ile okuluna gitmek zorunda kalır.
Çocuk büyümüş üniversite seviyesine gelmiştir. Babası kızının mezuniyeti nedeniyle hediye olarak İstanbul'a arabası ile götürmeye karar verir. Hendekten paralı otobana girerler. HGS ve OGS yoktur, para ödeyerek geçerler, ödedikleri para 360 TL'dir. Dönüşte aynı parayı ödememek için paralı yola girmezler, normal yoldan gelirler. Ancak değişen bir şey yoktur. O yoldan geçmese de, geçmediği köprüye yine para ödeyecektir.
Baba haklı olarak isyan eder.. Kızına bu durumu anlatmakta güçlük, çeker..
Anne ve babası memur maaşı ile kıt kanaat geçinmeyi göze almış, çocuklarını üniversite seviyesine kadar taşımışlardır. Başarılı 4 yılın ardından çocuk kepini fırlatır, mezun olur. KPSS imtihanlarına girer ve oldukça yüksek puan alır. Ardından mülakata girecektir. Bir aile dostları, çocuğun AKP gençlik örgütlerine katılması halinde, mülakatta başarılı olabileceğini, aksi taktirde mülakatta başarılı olamayacağını iddia eder. Çocuk mülakatta en yüksek puanı alır. Baba artık kendinden emindir, çocukları için artık bunca yıldır eziyet sona erecektir. Çünkü çocukları yazılıda ve mülakatta en yüksek puanı almıştır. Bir komşuları ise AKP'ye ait belediyenin meclis üyesidir. Aynı sınıfta okuduğu lisede bile, dersleri kırık olan arkadaşı mülakatta onun yarısı kadar puan almasına rağmen, kamu kurumuna girmeye hak kazanmıştır.
Aile çocuklarının işe girememesi nedeniyle, geçim sıkıntısı çekmeye başlar. Baba çalıştığı işinde üst düzey yöneticiliğe en yakın isimdir. Ancak işyerinde şoför olarak çalışan bir personel beklenti içinde olduğu, göreve atanmıştır. Bu kişinin tek meziyeti AKP milletvekillerinden birinin kayınbiraderidir.
Babanın kardeşi ise ticaretle uğraşmaktadır. İşleri iyi gitmediği için intihar eder. Ancak kendi yanında çalışan bir elemanı, kentin en zenginleri arasına girecek seviyelere gelir. Meziyeti ise ablasının iktidar milletvekili olmasıdır.
Anne eşinden pazara gitmek için para ister. Eşi her zaman olduğu gibi eşine 100 TL verir. Eşi kendisine "Bu para ile peynir, zeytin, et alamam sadece sebze alabilirim. Belki meyve bile alamam" der..
Eşi ise "Nasıl olur 3 yıl önce bunların hepsini alabiliyordun" çıkışı yapar..
Evin hanımı "Artık alamıyoruz hayatım. Çocuk işe girebilseydi, rahatlardık evlenene kadar bütçeye katkıda bulunurdu." cevabı verir.
İşte mevcut Türkiye profili bu şekildedir..