Siyaset hem çok kolay hem de çok zor iştir.
Neden mi?
Şöyle düşünün bide,
Elini sıktığınız kişiyle göz göze gelip hiç bir şey anlatmadan oyunu istediğinizi…
Ne mükemmel bir iletişim yöntemi değil mi?
Hem ne kolay hem de ne zor!
Elini sıkıyorsun, gülümsüyorsun, oyuna talibim diyorsun, o da kalbini sana ısıtıyor…
O zaman ne yapmalı, yerinde oturmamalı, kalkmalı, herkesin gönlüne dokunmalı siyasetçi!
Burada şu parti bu parti demek istemiyorum. Çünkü parti kavramı bizim gönle dokunanlarda eriyip gidiyor.
Sadece sizi sevdiği için kararlı seçmen bile fikrini değiştiriyor.
Bu önemli bir ayrıntıdır.
Kararlı seçmenin fikrini değiştirmek kolay değildir. Bu seçmenler partilerine ideolojik olarak bağlı olurlar. Fikirleri katıdır. Ama öyle bir siyasetçi gelir ki bir göz teması ile her şey bir anda değişir. Tepkiler biter, sandıkta oyu kaparsınız.
Yani siyasetçiler, iletişimi iyi bilmeli. Kalbe giden yolları iyi tespit etmeli. Gülmeyi, gülümsemeyi, dert dinlemeyi iyice öğrenmeli. Oy kaygısıyla yapmamalı hiçbir şeyi, zaten siyasetçi samimi olduğunda o oy gelecektir.
Öyleyse siyaseti kendi yöntemlerinizle kolaylaştırın, algıları yönetin, gülümseyin, insanlara dokunun ve gönlüne girmeye çalışın. Böylece siyasette başarı kaçınılmaz, istediğiniz yere gelmek hiç de zor değildir.
Sevgilerimle…