Samsunda 15 yıldan bu yana çeşitli gazetelerimizde köşe yazarlığı yapmaktayım. Gazeteci kimliğim yok. Sadece Samsunun sorunlarını genelde ekonomik anlamda ve uzun yıllar Samsunspor yöneticiliği görevinde bulunmam nedeniyle sportif anlamda tespitlerimi eski bir yönetici kimliği ile ifade etmeye çalışmaktayım.
Siyasi görüşüm dünyaya bakış açım bilinir. Atatürkçü ve Türk Milliyetçiliği görüşünü savunan ve 12 Eylül şartlarında gençlik hareketi liderleri arasında yer aldığım için, Samsunda ülkücü hareket adına Karadeniz'de ilk idam cezası alarak yaklaşık 10 yıl süre ile cezaevlerinde yatan ve bugünde hiçbir siyasi partiye adapte olmadan köşe yazarlığımı sürdüren birisiyim.
Gazetelerde köşe yazarlığını bırakmamın nedeni, tamamen gazete patronlarının çıkarları ve siyesi görüşleri doğrultusunda yazılar kaleme almamamdır. Son olarak köşe yazarlığı yaptığım Gazete Gerçek'ten ise yine aynı gerekçeler ile köşe yazarlığını bırakmış bulunmaktayım.
Her gazete patronunun ve köşe yazarlarının kesinlikle bir siyasi görüşü vardır. Ama gazeteciler bir kamu görevini yürüttükleri için objektif olmalıdırlar. Siyasi iktidarın politikalarına değil, kendi doğrularını veya tespitlerini gazetelerine taşımalıdırlar.
Gazete patronları ile aynı siyasi görüşü taşımak zorunda değilsiniz. Ama görüşlerden ziyade, Samsunda yerel basınımız rüzgar hangi yönden esmekte ise yelkenlerini o yöne kaydırmakta ve objektif olmaktan öte sadece kendi ikballerine göre, kalemlerini kullanmaktadırlar. İktidar partisi veya belediyelerin sözcüsü gibi hareket etmekte ve eleştiri yapılması gereken konularda bile öven methiyeler düzmektedirler.
Reklam pastasından pay alabilmek uğruna kalemler satılmaktadır. Bu konuda bir süre yazarlık yaptığım ve AKP'li olan gazete DENGE GAZETESİ SAHİBİ ADNAN BAHADIR seversiniz sevmezsiniz kentte sevilir veya sevilmez bunlar ayrı bir konudur. Köşe yazarlığı yaptığım dönemlerde mensup olduğu parti aleyhindeki görüşlerime hiçbir zaman müdahale etmemiş ve “Benim gazetemde benim partim aleyhine eleştiri yapamazsın" şeklinde en ufak bir imada dahi bulunmamıştır.
Belediye başkanlarının hangi partiden olursa olsun doğruları ve yanlışları objektif bir bakış açısı ile köşelere taşınmalıdır. Bizden mantalitesi ile hareket edilmemelidir. O halde gazetecilik yerine Atatürk heykelinin yanına bir tezgah açarak limon, kestane satacak gazeteciliği şahsi ikballerine hizmet edenlere değil, millete hizmet edenlere bırakacaksınız.
Eğer filan belediyeyi veya siyasi partiyi eleştirmeyeyim, bana reklam vermezler diye düşünmek yerine, ideallerinizden sapmayacaksınız. İlkeli basın çizgisini her zaman korumak gerekir. Bu nedenle kendi görüşlerimi rahatlıkla ifade edebileceğim ayrı görüşlere sahip olmamıza rağmen Sosyal Demokrat kimliği ile tanıdığım ve ülke sevdasını bildiğim Haydar Öztürk'ün sitesinde görüş ve düşüncelerimi ifade etmeye çalışacağım.
Kırmızı çizgilerim bugüne kadar Atatürkçülük, Türk Milliyetçiliği ve Samsunsporun menfaatleri olmuştur. Aynı çizgim hayatım boyunca sürecektir.
İlkelerden vazgeçmek aczin ifadesidir. Bedel ödemesini bilmeyenler her dönemin adamı olmaktan kurtulamazlar