Karadeniz halkı kan ağlamaktadır. 13 iktidara mensup Karadeniz milletvekilinin kendi topraklarına yapılan ihanete ses çıkarmadıkları ve 5'ler denilen iktidar yanlısı firmalara peşkeş çekilen ve ruhsat verilen maden sahalarına göz yumdukları için, sadece sahiplerinin sesini dinleyerek, çocukluklarında fındık ve çay bahçelerinde düşe kalka büyüdükleri ve kendilerini TBMM sandalyelerine milletin vekili olarak seçildikleri bölgeye el birliği ile ihanet etmişler.
Akrabalarının polis copu ve biber gazlı müdahaleleri karşısında üç maymunu oynadıkları için bir daha seçilebilmek uğruna şahsiyetlerini sümen altı ettikleri için, sokakta cinayet işleyen bir vatandaştan daha beter suçların altına imza atmayı, liderlerine biat etmeyi vatandaşın mağduriyetlerine tercih etmişlerdir.
Ağaçlar katledilmekte, zehir saçan siyanür binlerce insanın kansere yakalanmasına ve hayatını kaybetmesine neden olacak tarzda, her geçen gün yeni verilen maden ruhsatları ile katliamlara bir yenisi eklenmektedir.
Düşmanınız vardır anlık bir sinirle hayatına son verirsiniz, adli yargılar önünde hesap verir karşılığı ne ise cezalandırılırsınız. Hayatınızı beton duvarlar arasında geçirirsiniz. Ancak madenlerin neden olduğu ölen insanların, tedavisi mümkün olmayan hastalıkların faturası kime çıkarılacaktır. Elbette kendisini temsil eden daha doğrusu edemeyen vekillere. O vekiller ki, akrabalarının yaşlı genç demeden kolluk kuvvetlerinin biber gazı ve coplu müdahaleleri karşısında üç maymunu oynamaları ve liderlerine biat etmeleri, kendilerine adına bir utanç vesilesi olmalıdır.
Kendilerinden kesilerek yok edilen ormanlar, fındık-çay ve diğer mahsuller köylere inen karacaların ve domuzların barınaklarını yok eden kısaca doğa tahribatına zemin hazırlayan yasaları, sadece bir kez daha seçilebilmek uğruna tam ifade ile yalakalık yapan bölgenin 13 adet seçilmiş milletvekilleridir.
Belki sesinizi çıkarmadığınız için bir kez daha seçilebilirsiniz. Ancak insanlık sizi hiç bir zaman af etmeyecektir. Yerlerde sürüklenen 75 yaşında nineler, anneler sizlerden daha şereflidir. Çünkü canları bahasına topraklarına değerlerine sahip çıkmaktadırlar. Tarım ve Ormancılık Bakanı Pekdemirli ise Rize'de yanan ormana müdahale yerine Cengiz İnşaata peşkeş çekilen ve özel mülkiyet olduğu için girilemeyen ormanlık alana, müdahale edemezken tüm medya organlarının naklen yayınını fırsat bilerek çıkılmaması gereken enkaz üzerine korumaları, partilileri ile çıkarak enkaz altında Buse ile konuşmak için görevlinin elinden telefonu alarak şov yapmıştır.
Bakanlar ise yaptıkları bilgilendirme toplantısında 3 bakan parlamenter sistem alışkanlığı ile "Cumhurbaşkanımız, başbakanımız ve tüm bakanlarımız ile İzmirli vatandaşlarımızın yanındayız" şeklinde açıklamalar yapmışlardır. Hiç kimse de bu ülkede başbakan var mı? sorusunu aklına getirmemiştir.
2018 referandumu ile kaldırıldığı bilinen başbakanlık müessesinin kaldırıldığını dahi bilmeyen zihniyetler tarafından yönetilen bir ülkede, depremler elbette tahribat yaratacaktır. Bu tahribatlar belli sistemler ile giderilebilir ancak beyinlerdeki tahribatlar önlenemez.