Terme'de kurulan OMV santrali ile ilgili o dönemlerde köşe yazarlığı yaptığım Hedef Halk Gazetesinde, ilgili kuruluşun aralarında bir akrabamında bulunduğu, muhtarlara rüşvet vererek köydeki işsiz gençlere iş temin edecekleri vaadi ile, köylüleri kandırarak arazilerini satın aldıklarını ve bu santralin çevreye zarar verecek bir yatırım olduğu konusunu sürekli gündeme taşımaya gayret ettim.
İstanbulda firmanın genel merkezine, İstanbul'daki Samsunlu arkadaşları örgütleyerek binanın kapısına siyah çelenk koyarak protesto eylemlerini organize ettim. İktidara yakın köşe yazarları beni yatırım düşmanı ilan etti ve aleyhimde kalemlerini kullanmaya çalıştılar .
Samsunda yaşamadığımdan şoven duygularım nedeniyle, memleket sevdası dışında herhangi bir eylem içinde bulunmadığımdan ihaleler kovalamadığımdan, iktidar belediyeleri ile herhangi bir işim olmadığından, firma ile gazeteye reklam alma konusunda kapılarını aşındırmadığımdan, santralin Samsun ve çevresine zarar vereceği konusunda görüşlerimi hep ifade ettim bu konuda Sivil Toplum Örgütlerinin faaliyetlerini destekledim, yanlarında olmayı tercih ettim.
Firmanın görüşme tekliflerini ret ettim. Yatırımın zararlı olmadığını yerel basına ispatlamak için el poşetleri ile gidip, valizlerle dönülen firmanın Avusturyaya düzenlediği gazete patronları ve muhabirleri arasında yer almadım.
Giresun'da HES'lerin yol açtığı felaketi, Samsunda yaşamamak için basınımız kalemlerinin şahsi ikbal ve istikballerini gözetmek yerine, doğayı katledecek benzeri enerji yatırımları lehine yazılar yazmak yerine, bilimsel verilere dayalı konuları gündeme getirmeleri gerekir. Aslen Fatsalı bir köşe yazarı olarak memleketime fındık için gittiğimde, karşılaştığım manzara içimi karartmakta. Meyve bahçelerinden erik, elma toplayamamanın üzüntüsünü yaşamaktayım.
Her doğal afet sonrası “Takdir-i İlahi” edebiyatı yaparak ölenlere rahmet, yaralılara sağlık temennileri anlamsız kalmaya mahkumdur.
Enerji konusundaki zaafiyeti giderebilmek için yenilenebilir enerji kaynakları yerine, petrol türevli enerji kaynakları tesisleri üretmek, çevreye doğaya ve Samsuna ihanettir. İktidar yanlısı yatırımcılar yatırımı yapacaksa 'yatırım doğru ve ülke ekonomisine katkı içindir' tezine sığınmanın ve bu şuur altında da olsa, belli menfaatler gözetilerek, santrallerin yapılmasını teşvik edici yazılar kaleme almanın faturasını, Samsun çok ağır bir şekilde ödeyebilir.
Giresun ilimiz en gündemde olan örnektir.