Samsunspor bana göre lige iyi bir başlangıç yaparak, yeni kurulan ve mazisi ile Türk futboluna damga vuran Altay ile birer puanla haftayı kapatmışlardır. Her ne hikmetse Altay maçı sonrası futbol ulemaları olarak geçinen bazı kişiler, en iyi bildikleri işi yani dedikodu mekanizmalarını çalıştırmaya başlamışlardır.
Transferler eksiklere göre tamamlandığında bu ligde de Samsunspor'un misafirliği uzun sürmeyecektir. Teknik kadro kadar takımı kimse tanıyamaz. Ancak şöyle bir gerçek vardır.
Samsunspor Derneği Yönetim Kurulunu oluşturan arkadaşlarımız eğitimci, işletmeci iş adamı ve mali liyakata sahip kişilerden oluşturulmuştur. Bu ekibin Samsunspor sevdasından elbette şüphe edilemez. Kimse 'En büyük Samsunsporlu benim' diye kendini ön plana çıkaramaz, herkes iyi niyetle kulübün menfaatleri doğrultusunda hareket etmektedir.
Ancak yönetim kurulunda görevli bazı arkadaşlarımızın kendi mesleki liyakatları bir futbol kulübü yönetmek için yeterli olabileceği söylenemez. Nitekim tüm imkanlarını maddi manevi Samsunspor'a sunan ve büyük hedefler koyan başkan Yüksel Yıldırım “Benden bu kadar şehrin katkısı yok” gibi açıklamalara baş vurmuştur! Ki bu sözleri yalnız kalmanın psikolojisi ile sarf etmiştir. Hedefler için verdiği sözün sonuna kadar arkasında olacağından şüphe yoktur.
Samsunspor yıllardır her dönemde taraftarları hariç şehir tarafından yalnız bırakılmıştır. Büyükşehir Belediye Başkanı olan kentin ağabeyi rolündeki Yusuf Ziya Yılmaz ile çatışmalar yaşanmış. Bazı iş adamları ve belediye yetkilileri 'A Takımı operasyonu' adı verilen bir yaptırım ile mağdur edilmiştir.
Türkiye'nin en büyük 500'ler kulübüne giren firmalar, sadece protokollerde yer almış, siyasilerimiz ise seçim aşamalarına gelindiğinde, ellerinde baklava tepsileri ile antrenmanlarda fotoğraf vermişlerdir.
Yüksel Yıldırım bu fotoğrafları Samsunda yaşamadığından tespit edememiş, sadece maddi gücü ile ve iş dünyasındaki başarıları ile kulübü bataklıktan, Samsunspor sevdası ile çekip kurtarmıştır.
Gerekli can suyunu fazlası ile vermiş ve vermeyi taahhüt etmiştir. Bu aşamadan sonra kent taraftarı ile yerel yönetimleri ile mülki amiri ile iş adamları ile her platformda, kendisine destek olmalıdır. Dernek Yönetimindeki arkadaşlar, kendi sektörlerinde elbette üst liyakata sahip kişilerdir. Ancak futbol dünyası farklıdır. Bu dünyayı iyi tanımak, bir futbolcu transferinde dahi yapılan cambazlıkları iyi tespit etmek gerekir. Samsunda futbol dünyasını iyi bilen arkadaşlarımız, elbette mevcuttur. Ancak bu kişilerden bırakın istifade etmek, yönetim kurulu oluşturulurken fikirleri dahi sorulmamıştır. Derneğin artık Yüksel Yıldırım tarafından sağlanacak gelirlere ihtiyacı olmamalıdır. Dernek yönetimi kulübü yönetecek imkanları kendisi sağlamalı ve projeler üretmelidir. Bunun için ise futbol dünyasını ve kurallarını iyi bilmek gerekir. Mustafa Erkanat ve Veysel Bilen gibi üst düzey yöneticilik yapan iki ismin A.Ş yönetiminin başında olması, önemli bir avantajdır. Ayrıca çocuk yaştan itibaren Samsunspor bünyesinden yetişen Samsunspor evladı olan Soner Soykan'ın genel müdürlüğü de bir avantajdır.
Ancak tepe yönetimi dernek ile olan ilişkiyi çok iyi koordine etmeli ve dernekte memurluk değil proje üretebilecek isimlere görev vermelidirler. . Bu doğruları genç olmaktan öte futbol dünyası ile ilgisi olmayan profesyonel kişiler ile sağlamak mümkün değildir. Gençlik dinamizmdir. Yaşlılık ise tecrübedir. Futbolun doğrularında Portekizden, Hırvatistan dan kalbur üstü futbolcuları bünyeye almak değil, Altınordu takımında geçen hafta duran bir toptan gol atan 16 yaşındaki bir gencin, dünya devlerinin radarlarına bugünden takılan Antalyasporda 17 yaşında takıma girdikten 8 dakika sonra beraberlik golünü atan Gökdenizleri, iki haftadır Bursasporda peş peşe gol atan Ali Akmanları ortaya çıkararak Türk ve dünya futbol piyasasına sunmak ve bu felsefeyi oluşturmak ana hedef olmalıdır..
Altınordu misali futbolcu üreten bir yapıya kavuşulmadığı sürece kara derili futbolculara mahkum olmak futbolun doğruları ile bağdaşmaz. Bugün Altınordu bünyesinden yetişen Çağlar Soyüncü ve Cengiz Ünder gibi futbolcuların değeri 20-25 milyon euro ile ifade edilmektedir. Samsunsporda da Altınordu misali futbolun doğruları çerçevesinde, bir politika izlenmelidir. Bu doğrular sadece maddi güçle elde edilemez. Vizyon gerekir, aksi taktirde tüm yükü bugün Yüksel Yıldırım yarın bir başkası taşıyacaktır. İki yıllığına seçilen bu arkadaşlarımız kesinlikle taşıma su ile değirmeni döndürmemeli ve Samsunspor'u kendi imkanları ile yönetebilecek bir seviyeye taşıyabilecek potansiyeli üretmelidirler.
Çünkü borcu üstlenen bir Samsunspor sevdalısı ve profesyonel ekibi ile birlikte arkalarındadır. Bu avantajı iyi kullanmaları gerekir. Kulübü kendi ayakları üzerinde durdurabilecek projeler peşinde olmalıdırlar. Bunun için ise belirli bir futbol vizyonu gerekir. Bir akademi futbol modeli oluşturmalıdır.
Bu modeli oluşturmak için Ertuğrul Sağlam iyi bir anahtardır. İyi bir işadamı olmak veya yönetici olmak futbolda ikinci derecede önemli ehliyetlerdir. Yönetilen futbol kulübüdür bir dernek veya vakıf değildir. Bu dünyanın kuralları farklıdır. Bu da kartvizitlerdeki kalabalık ünvanlar ile değil, futbol vizyonu ile mümkündür.