Bir Türk Milliyetçisi olarak bire bir yaşadığım bir yaşanmışlığımı ifade ederek duygularımı ifade edeceğim.
Siyasi maceram MTTB üyeliği ile başladı. 1969 yılında İstanbul'da Beyoğlu'nda çalıştığım iş yerinin bir odasında yatıp kalkmakta idim. Öğrenci olayları henüz başlamamıştı.
Amerika karşıtı eylemler oluyordu. 6. Filo askerleri ile Beyoğlu'nda Çiçek Pasajında 10-15 kişinin yaralandığı büyük bir kavgaya karışmıştım. İri kıyım bir zenci asker o dönemlerde boks yaptığım için kendime güvenip güya karşısına geçtim. Aldığım yumrukla ayağım yerden kesildi, burnum kırıldığı gibi dudaklarım ve yanağım patladı, kan içinde kaldım. Yatıp kalktığım oda İstiklal Caddesine cephe sayılırdı.
Bir sabah uyandığımda caddeden 'Yankee Go Home, Kahrolsun Amerika, Kahrolsun Emperyalizm' sloganları atılıyordu. Giyinip caddeye fırladım.
Emperyalizme Karşı Mustafa Kemal Yürüyüşü yazan büyük bez pankartlar ile oldukça kalabalık bir grup, Gümüşsuyu'na doğru sloganlarla yürüyordu, çoğu parkalıydı. Ben bunlar kimdir, necidir diye sorgulamadan kalabalığın arasına girdim. Bazı solcuları MTTB'den tanıyordum. Aralarında rahmetli kardeşim İhsan Kalkavan'ın tanıştırdığı ve birlikte bir araba yolculuğu yaptığımız, Mahmut isimli Dev-Genç Karadeniz Sorumlusu olan kişi, beni görünce 'Arkadaş sen milliyetçi değil misin ne işin var bizimle?' sorusuna 'Emperyalizme Karşı Mustafa Kemal Yürüyüşü değil mi bu, yürüyüşün adı. Atatürk posterleri de var kortejde. Bende Türk Milliyetçisiyim ve Atatürkçüyüm' diye cevap verdim. Uzun uzadıya bunlardan dayak yedim, diyemezdim. Zaten atılan sloganlardan sesimizi duyamıyorduk. Gümüşsuyu'ndan, iskeleye doğru yokuş aşağı indik. Amerikalı askerler 6. Filonun etrafında dolanmaktaydı. Türk askerleri de filo gemilerinin etrafında, kollama görevi yapıyordu. Ortalık bir anda karıştı. Ben kalabalığın arasın da zenci bir asker arıyordum. Bir zenci buldum ve ona saldırdım. Sanki karşımda burnumu kıran, ağzımı burnumu dağıtan zenci vardı. Türk askerlerinin sayısı azdı ve iskelede bulunan 6. Filo askerlerinin tamamı denize fırlatıldı. Haberlerde Mustafa Kemal Yürüyüşünün Deniz Gezmiş ve arkadaşlarınca organize edildiği ilan edildi.
Bir Türk milliyetçisi ve Atatürkçü olarak hiç gocunmadım. Sonuçta bizde emperyalizme karşıydık. Belki de ilk kez bir milliyetçi, solcular ile nedeni ne olursa olsun, eylem birliği yapmıştı. Detayları yazdığım kitabımda okuyucularımıza ulaştıracağım.
Bugüne geldiğimizde 1964'de Erenköy'deki Türklerin hava harekatı ile kurtarılması Kıbrıs konusunda 'Ayşe Tatile Çıksın' parolası ile KKTC'nin kurulmasını sağlayan anlayışa, bugünde sahip olunması gerektiğini düşünmekteyiz. Bildiriler ile kararı yok hükmünde sayıyoruz, sözleri ile ancak kendimizi avutur dururuz. Askerlere çuval olayının intikamı Kurtlar Vadisi ile alındı. Şimdide kim bilir belki Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz dizisi ile Biden'in dangalakça sarf ettiği soykırım safsatasının intikamının alınacağı, planlanmaktadır. Türk Devleti her zaman güçlüdür, ancak bu gücü ortaya koyabilmek için adeta bir 'Kınama Bakanlığı' modunda hareket edilmektedir. Sözler ile değil, icraatlar ile cevap verilmeli. Tarih dersi tarihçilere bırakılmalıdır. Dünyaya anlatamadık ve anlatamıyoruz! Neden, neden, neden?