Bilin ki ey insanlar! Dünya imtihan yurdu.
Her nefes bir imtihan, Mevla böyle buyurdu.
Ne yaptık, ne yapmadık ve neyi yanlış yaptık?
Aldandık bu dünyaya, ahireti bıraktık.
İman ettik Allah’a, ahiret ve kadere,
Kur’an’a, meleklere, bir de peygamberlere.
Anlamadık Kur’an’ı, böyle iken hakikat,
Neyi haber veriyor, düşünmedik bir saat!
Ümem-i salifenin başına gelenleri
İnkar etti müşrikler bu gerçek haberleri.
"Esatiru’l- evvelin!" hepsi masal dediler!
Helak olan akvamı, asla akletmediler.
Oysa ki Allah bizi böyle ikaz ediyor,
Nuh’u, Hud’u Salih’i bize haber veriyor.
Firavun makamıyla azarak zalim oldu
Karun da servetiyle şımardı hain oldu.
Biri kızıl denizde helak oldu, boğuldu,
Diğeri servetiyle yere battı kovuldu.
Bir kavmin helakına sebeb oldu hileler,
Ölçü ve tartıdaki entrika desiseler.
Kimi şirke yöneldi, nar-ı cahime gitti,
Kimi putlara taptı, Rabbini inkar etti.
Kadınları bırakıp, erkeklere yönelmek,
Sebebi değil miydi bir kavmi helak etmek?
Hangisi işlenmiyor bugün bu habasetin ?
Bir bedeli olmaz mı böyle bir rezaletin?
Kur’an felaketleri bize haber veriyor,
"Ey akıl sahipleri! Ders, ibret alın" diyor.
Bütün bu yasaklardan, sakının felah bulun,
Kur’an’a ve Resule teslim olun kurtulun.
Yaşanan zelzelede sayısız hikmetler var,
Beşerin kusurları, bilinen illetler var.
Siyaset yasaları doğru tanzim etmeli,
Suistimal, ihmale hiç meydan vermemeli.
İnsan odaklı olsa, tüm şahıslar, kurumlar,
Semayı inletmezdi ahlar, feryat figanlar…
Bugün yaşadığımız, geçmişte yaşananlar,
Akletmeyi bilenler bu hakikatı anlar.
Tarım alanlarını kalktık imara açtık,
Dağın eteklerini kurda kuşa bıraktık.
Oysaki Yüce Mevla, dağdan haber veriyor,
"Onlar birer çakılmış, sağlam kazıktır" diyor.
Biz sağlamı bıraktık, kara, kolaya kaçtık,
Milletin sinesine derin yaralar açtık.
Demir, çimento, işler ve gerekli tedbirler,
Alınmazsa bir millet feryatlarıyla inler!
Kul günahtan, suçlardan arınıp sakınmalı,
Maddi planda ise tedbirleri almalı,
Kula düşen ne varsa tamamını yapacak,
Gerisini Allah’a, Rabbine bırakacak.
Kula düşeni yapmak, budur kadere iman,
Hiç bir mesuliyetten kurtulamaz müslüman!
Bir ölüm olayında kimin varsa ihmali,
Tüm suç ortaklarının hesabı sorulmalı.
Ölümler; amden veya şibh-i amd olsa bile,
Hesabı sorulacak suç işleyen faile.
İster tesebbüb olsun ve isterse hataen,
Her öldürmeden hesap sorulur sana neden?
Çünkü korunmalıdır senin hakk-ı hayatın,
İnsan mükerrem varlık, böyle hükmediyor din.
Akıl, can, mal ve nesli, korumayı emreder,
Düşünen insan için bu hakikat 'dindir!' der.
Nasıl tanzim edilir İmar, iskan ve ruhsat,
Zemin etüdü var mı, nerden çıktı bunca kat?
Bilimsel bir gerçektir ülkemde fay hatları,
Kim müsade ediyor, fayda bunca katları?
Zemin çürük, işçilik, bir de malzemeden çal,
Yok mudur bu cürümde teselsülen bir vebal?
Kimin varsa burada tesebbüben vebali,
Dünyadayken mutlaka hesabı sorulmalı..
Mahkeme-i Kübrada, şüphe yok sorulacak,
Huzur-u ilahide kim kimi savunacak?
Orada ne iltimas, ne rüşvet ne siyaset,
Mutlak tecelli eder, hak ilahi adalet!
"Eyyi zenbin kutilet?..” sorulur bigünaha,
Mücrim hesap verecek ogün Yüce Allah’a?
Enkaz altındakiler der; "Var mı bizi duyan?"
Bu büyük melhameyi ders çıkarıp anlayan?
Siz; "Beni duyan var mı?" sordunuz ölülere,
Şimdi biz soruyoruz, sorumsuz dirilere;
Alın tüm tedbirleri, bizi anlayın duyun,
Kevni ayatı görün, sünnetullaha uyun!
Dileriz ölenlere cennet, cemal, şehadet,
Sayısız fatihalar, Mevla eylesin rahmet!
Bu özeleştiride şairimiz mevki ve makamını kullanıp kamuya yerleştirdiği akrabalarını köylülerini unutmuş.