Değişen dünya koşulları içerisinde, eğitim, sağlık, ulaşım ve teknolojideki gelişmelerle, toplumsal rolleri, aile ilişkileri, kararlara katılımları değişse de; kadınlar erkeklere oranla siyasal, sosyal, ekonomik ve kentsel kazanımlardan daha az yararlanmakta ve kentsel hakları kullanmada daha geride kalmaktadırlar.
Yerel hizmetlerin kentli hakları çerçevesinde gerçekleştirilebilmesi, ancak kadını ve erkeği ile tüm kentlilerin isteklerinin ve gereksinmelerinin demokratik ve katılımcı süreçlerle belirlenmesi ve yerel yönetimlerin işlevlerini buna uygun olarak yerine getirmesine bağlıdır.
Kadının mağduriyetinin azaltılmasına yönelik çözüm önerileri hiçbir zaman salt kadınları gözeten çözümler olmamıştır; kişisel olan her şeyin politik olması gibi kadını ilgilendiren her şey toplumu da ilgilendirmektedir.
Bu şekilde cinsiyet eşitliğini gözeterek tasarlanan kent örneklerinde kadınların kamusal alanlara daha rahat erişebildiğini ve böylelikle toplumsal cinsiyet açısından daha eşitlikçi bir toplum düzeni olduğunu biliyoruz. Bu sebeple kentsel yönetimlerin cinsiyet eşitliğine yönelik politikalar geliştirmesi gerekiyor.
Peki Samsun’da bu açıdan durum nasıl?
Karadeniz Yeni Ufuklar Derneği’nin hazırladığı “Güvenli Kentler İçin: Daha Çok Eşitlik Daha Çok İzleme Projesi”, Samsun’da kentsel haklar ve hizmetler alanında toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik önemli veri ve bulgular içeriyor. Rapora göre; Samsun Büyükşehir Belediyesinin, Meclis üyelerinin cinsiyet dağılımlarına göre yapılan araştırmada, 6 kadın meclis üyesi (yüzde 7) olduğu, 80 erkek meclis üyesinin (yüzde 93) olduğu, üst düzey yönetici pozisyonunda görev yapan beş yöneticiden birinin kadın (yüzde 20) dördünün erkek (yüzde 80) olduğu, daire başkanı olarak ifade edilen 21 yöneticiden 20’sinin erkek (yüzde 95) birinin kadın (yüzde 5) olduğu, şube müdürleri olarak ifade edilen 64 yöneticiden 51’inin erkek (yüzde 80) 13’ünün kadın (yüzde 20) olduğu araştırmacılar tarafından tespit edilmiş.
Tek başına bu oran bile Samsun Büyükşehir Belediyesi yönetiminin, modern yönetim anlayışının çok gerisinde olduğunu ortaya koymaktadır.
Diğer başlıklar altında yapılan tespitlere göre;
-Kentsel Demokrasi açısından kadınlar için olması gereken;
Yerel Eşitlik Eylem Birimimin olmadığı, Yerel Eşitlik Eylem Planının olmadığı, Avrupa Yerel Yaşamda Kadın Erkek Eşitliği Şartının imzalanmadığı, Belediyenin Kent Konseyinin olmadığı tespit edilmiş.
-Hareketlilik;
Otobüs hizmetinde hava karadıktan sonra kadınların istediğin yerde inmesi için duraksız otobüs uygulamasının olmadığı, 8 Mart Dünya Kadınlar gününde ulaşımın ücretsiz olmadığı tespit edilmiş.
2022 yılındayız. Diğer birçok konuda olduğu gibi bu durum da elbette Samsun’a yakışmıyor.
Kadınlara hatırlatmak istiyorum.
Daha 1935 yılında M. Kemal Atatürk,
Uluslararası Kadınlar Birliği'ni Türkiye'ye davet etti.
Uluslararası Kadın Kongresi'ne ev sahipliği yaptı.
Feminizm kongresiydi.
36 ülkeden tamamı kadın 360 delege katıldı.
Yıldız Sarayı'nda düzenlendi.
Bir hafta sürdü.
Kongre tamamlandı.
Dünya Kadınlar Birliği heyeti Ankara'ya gitti.
Atatürk, Çankaya Köşkü'nde kapıda karşıladı.
Dünya kadınlarına hitaben şu tarihi konuşmayı yaptı:
“Lütfedip Türkiye'ye geldiğiniz için, uluslararası kongrenizi İstanbul'da düzenlemeyi kabul ettiğiniz için teşekkür ederim. Türk kadını hiçbir alanda erkeklerden geri kalmayacak. Türk kadını hiçbir alanda Avrupalı kadınlardan geri kalmayacak. Türk kadını daha büyük nesiller yetiştirmeye kabiliyetlidir. Kadınlarımız için asıl mücadele alanı, asıl zafer kazanılması gereken alan, kılık kıyafette başarıdan çok, bilgiyle, kültürle, gerçek faziletle süslenip, donanmaktır. Türk kadını, dünya kadınlarıyla el ele vererek, dünya barışı için, dünya huzuru için çalışacak, buna emin olabilirsiniz.”
Cumhuriyet kadın’dır. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin ana akımlaştırılması, toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı bütçelemenin gerçekleştirilmesi gibi birçok konuda ciddi adımlar atılmasına ihtiyaç duyulmaktadır.
Kentsel yaşamın etkinlik alanlarını belirleyen politikalar; yerel yöneticiler ve kadın-erkek kentte yaşayan tüm kentlilerin işbirliği ile oluşturulmalı ve uygulanmalıdır. Kentteki her birey için geçerli olan örgütlülük, bu durumda da önemini arz etmektedir. Kadınların mekana dair ihtiyaçlarını ve sorunlarını dile getirebilmeleri için örgütlü bir çalışma yapmaları, çözüm önerilerini geliştirebilecekleri ve sorunlarını tartışabilecekleri platformları
oluşturabilmeleri gerekmektedir.
Samsun’da bir değişim olacaksa, mimarı kadınlar olmalıdır.