FETÖ’nün İlgisiz Kalan Kısımları
"FETÖ'nün ibadet, ticaret ve ihanet kısmı var. Bizi ilgilendiren ihanet kısmıdır."
Bu sözlerin sahibi Ulaştırma Bakanlığı, Milletvekilliği, Başbakanlık ve TBMM Başkanlığı yapmış olan Binali YILDIRIM’a aittir.
İlk evrede bu cümlenin köşeye yazılacak mahiyetinin ne olduğunu muhtemelen birçok kişi anlamayacaktır.
Binali Bey’in cümlesinde yer alan tanımlama aslında Tayyip ERDOĞAN’a aittir.
Örgütün katmanlarını tanımlaması adına doğru bir ifade denilebilir.
***
Binali YILDIRIM’ın Ekrem İMAMOĞLU ile ortak katıldığı canlı yayında kullandığı bu cümle aslında FETÖ ile mücadele hususunda oldukça çarpıcı bir itiraftır.
Binali Bey’in açıklamasına göre FETÖ ile mücadele “ihanet” olarak adlandırılan katmanda veya düzeyde bulunan örgüt mensuplarına karşı yürütülmektedir. “İhanet” tanımlamasının içinin ne şekilde doldurulduğu, “İhanet” tanımlamasına müdahil olabilecek FETÖ’cülerin hangi faaliyetlerde bulunduğu muammadır.
Sarf edilen cümlede ifade edilene göre AKP iktidarı FETÖ ile mali/ ticari anlamda ve fikri olarak iltisakı bulunan örgüt üyeleriyle mücadeleyi göz ardı etmektedir.
Peki bu ne anlama geliyor?
Bu demek oluyor ki, fikri/ideolojik bir temele dayanarak ortaya çıkan, örgütlenen FETÖ ile fikri, teorik ve ideolojik mücadele konusunda adım atılmayacaktır. Örgüt elebaşının “Mehdi” olarak tanımlandığı bir düşünce sisteminin hakim olduğu FETÖ’ye karşı bu alanda mücadele edilmemesi bataklığı kurutmak yerine uçuşan sivrisinekleri imha etmenin ötesinde bir şey değildir. Sivrisineklerin imhası kısa vadede çözüm getirebilir belki, ancak bataklık kurutulmadığı sürece sivrisineklerin devamı gelecektir.
Bu demek oluyor ki, muazzam bir ekonomiyi elinde bulunduran örgütün işbirliği yaptığı birçok siyasetçi, işadamı, bürokrat peşkeş çektiği arazilerin, gayrimenkullerin hesabını vermeyecektir.
Bank Asya, Asya Finans gibi kuruluşlar sayesinde halkın hakkına tecavüz ederek haksız kazanç elde etmek suretiyle servetine servet katanlardan, FETÖ’ye ihale verip FETÖ’den ihale alanlardan hesap sorulmayacaktır.
FETÖ ile mücadele sadece birkaç kriminal operasyonla, şu kadar kamu görevlisi bu kadar asker ihraç ederek sürdürülemez.
En azından FETÖ ile mücadelenin sonuç verebilmesi adına mücadele Binali Bey’in ifade ettiği anlayışla sınırlı tutulamaz.
FETÖ’nün “İhanetçileri” kimlerdir? Ticaretçileri kimlerdir? İbadetçileri kimlerdir?
Soruları çalarak binlerce Türk gencinin hayallerini ve hakkını gasp edenler hangi kısımdadır?
Kamuya ait arazileri FETÖ yurtları ve okulları için peşkeş çekenler hangi kısımdadır?
Bank Asya ve Asya Finans üzerinden FETÖ ekonomisini ayakta tutanlar hangi kısımdadır?
Kamu kaynaklarını, kamu ihalelerini örgütle bağlantılı firmalara verenler hangi kısımdadır?
Kamu arazi tahsislerini örgütle ilişkili vakıf, dernek veya eğitim kurumlarına bedelsiz devredenler hangi kısımdadır?
Kamu hibe, destekleme ve teşviklerinin takibi ve proje kabullerinde örgüt ve firmalarını kayıranlar hangi kısımdadır?
Başka bankalardan kredi çekip destek için parayı Bank Asya’ya yatıranlar hangi kısımdadır?
FETÖ’nün Türkçe Olimpiyatlarının düzenlenmesine destek olan, açılış konuşmaları yapanlar hangi kısımdadır?
Çocuklarını FETÖ’nün dershanesine göndererek çalınan sorular vasıtasıyla çocuklarını hile yoluyla başarılı kılanlar hangi kısımdadır?
FETÖ’nün okullarında, yurtlarında eğitim görüp Bakanlığa kadar yükselenler hangi kısımdadır?
Ergenekon-Balyoz kumpaslarının savcısı olanlar ve bu kumpasın savunucusu olan sözde gazeteciler, sözde aydınlar hangi kısımdadır?
2004 MGK kararlarına rağmen kararları uygulamayanlar hangi kısımdadır?
Ve dahası…
***
FETÖ ile mücadelede sonuç alınabilmesi için topyekûn mücadele elzemdir.
Örgütün kısımlara ayrılması doğru bir strateji olabilir. Örgütün hücre yapılanması da bunu doğrular niteliktedir. Ancak bu durum FETÖ ile mücadelenin kısmi olmasına olanak “sağlayamaz.”
FETÖ ile doğru mücadelenin olumlu ve kesin sonuç verecek olması kadar FETÖ ile yanlış mücadelenin de yeni bir milli güvenlik tehdidini ortaya çıkarabileceği kaçınılmaz bir gerçektir.
Hükümetin FETÖ’nün hiçbir kolunu, kısmını veya kanadını masum görme lüksü ve hakkı yoktur.
Neticede örgüt mensubu kişileri “vatana ihanet” edebilecek noktaya getiren öncelikli iki ana evre ideoloji/fikri altyapı ve güç/ekonomidir.
FETÖ’nün ideolojik anlamda etkileyemediği ve ekonomik olarak nüfuz edemediği bir düzlemde vatana ihanet edebilecek bağlılıkta bir taban ve kadrolaşma elde edebilmesi örgüt için oldukça zordur.
Dolayısıyla Binali YILDIRIM’ın sarf ettiği sözlerin kendisinin pozisyonu itibariyle öylesine ifade edilebilecek cümleler olmadığını düşünerek, hükümetin FETÖ ile mücadelesinde var olan eksikliğin ve yanlışlığın gözler önüne serilmesine maalesef şahit olduk.
***
Dileriz bu eksiklikten ve yanlış stratejiden bir an önce vazgeçilerek FETÖ ile daha kapsamlı ve profesyonel bir mücadele süreci başlatılır…
***
Allah Türk devletine ve Türk milletine zeval vermesin!
Esen kalın…