Ey Amerika sen haydut, alçak ve zalimsin!

Samsun Kent Haber köşe yazarı Musa Uzunkaya, Amerika'ya tepki gösterdiği köşe yazısında Amerika'nın bombaladığı ülkelere yer vererek, "Dünya için gerçek tehlikenin kim olduğunu asla unutmamalıyız. Ey Amerika sen haydut, alçak ve zalimsin" dedi.

EY AMERİKA! SEN HAYDUT, ALÇAK VE ZALİMSİN!

Hiç kimsenin tereddüdü olmasın ki, coğrafyamızda esasen tüm dünyada akan her damla kanda gözyaşında, göklere yükselen feryatlarda, ahlarda, torbalara doldurulan binlerce cesetlerde, enkazlar altında henüz ne kabrine ne de ceset torbasına kavuşamamış, on binlerce maktul şehit Müslüman'ın kanında haydut Amerika'nın zulmü, kırılası parmakları var.

Gücü, zülüm aracı olarak kullanan, insanlığa adaleti değil sadece kendi çıkarlarını ve zulmünü egemen kılmak isteyen böyle bir zalim devlet, inanıyorum ki tarih görmemiştir. Bir zamanlar bizlere, adaletin, merhametin, insanlığın ve nemenem bir araç ise, demokrasinin beşiği diye tarif edilen batı ve onun tiranlaşmış en müstekbir devleti Amerika’nın, ne olduğunu çağın insanları artık net bir şekilde görür oldu.
   
ABD olmasa inanıyorum ki en kısa sürede dünya barışı ve insan sevgisi bir başka merhale kat ederdi. Esasen sorun Amerika olmaktan öte, ister komünist, ister materyalist ve kapitalist veya her ikisinin garnitürü melez sistemler olsun; İnsana adalet sevgi ve barış getiremez. Çünkü bu sistemler kendilerini egemen kılmak, gücü insanlara karşı en acımasız şekliyle uygulamak üzere kurgulanmış sistemlerdir. Yeryüzü, Allah'ın nizamının egemen kılınmadığı hiçbir devirde sulh-ü sükünu huzur ve barışı yakalayamamıştır ve yakalayamayacaktır. 

Hele hele Trump’la tiranlaşmış bir sistemin insanlığa getireceği hiçbir hayır huzur ve mutluluk yoktur olamaz. Ne garip tecellidir ki, İslam coğrafyasının satın alınmış, devşirilmiş yönetimlerinin başına getirilmiş sefil yaratıklar ister adları kral, ister emir isterse şeyh olsun, sadece koltuklarının ve kendi ikballerinin sevdası uğurunda hareket etmektedirler. Bunun en bariz örneğini geçmiş bir iki yazımda da ifade ettiğim gibi, 4 trilyon doları, bazı İslam ülkelerinden haraç olarak alan ABD ve bu haracı veren, koltuklarını korumak isteyen Müslümanların, sözümona satılmış hain yöneticileri.. Yaşı 80’e merdiven dayamış bir zalim ve müstekbir devlet başkanı olan Trump'ın, hangi söz ve davranışına insanların güvenme ihtimali olabilir? 

İran’a mühlet tanıdım diyor. On beş gün izleyeceğim diyor ve kalkıyor bir gece ansızın İran’ın aslında olmadığını bildikleri nükleer tesislerini yerle bir etme adına havadan bombardıman ediyor. Bunların benzerini vaktiyle Saddam'ı yıkmak için Irak'a, Libya’yı yerle bir etmek için, Kaddafi'ye ardından kendi inançlarını egemen kılmak için Mısır'a, Suriye'ye ve hulasa Afganistan ve tüm coğrafyamıza yapmadılar mı?    

Sonra ne dediler; "Pardon, yanlış istihbarat yapmışız Irak’ta kimyasal silah yokmuş!..” 
   
Peki milyonlarca insanın öldürülmesi, topraklarından edilmesi coğrafyanın talanının hesabını kim soracak kim verecek? Nükleer silah, insanlık için bir tehdit ve tehlike ise, ey zalim Amerika, dünya bekçiliğini yapmaya çalıştığını her fırsatta dile getiren alçaklık ülkesi bu silah sende var, bu silah Rusya’da var, bu silah Çin’de var, bu silah Fransa’da var, bu silah İngiltere’de var ve bu silahın ne kadar olduğu bilinmeyecek ölçüde, bir avuç terör ülkesi olan İsrail’de var. Yani bu silahlar sizde olacak. Ama hiç bir Müslüman ülkede veya sizin rızanız olmayan bir yerde bulunmayacak! Söyleyin Allah aşkına siz nesiniz, kimsiniz, kimin adına dünyayı böyle dizayn etmeye çalışıyorsunuz? 

İsrail’le coğrafyamızı tehdit etmeye, ona verdiğiniz silahlarınızla masum insanları katletmeye, yetmedi okyanus ve Akdeniz’i uçak gemilerinizle savaş enstrümanlarınızla kuşatarak bizi ve coğrafyamızı tehdit etmeye kalkışıyorsunuz? Allah aşkına siz kimsiniz, nesiniz gerçekten kıyameti hazırlamak isteyen alçak bir düşüncenin ve şeytanın yeryüzündeki mümessilleri misiniz?

Tabii en büyük suç, size karşı birlik olamayan İslam coğrafyasının satılmış, alçak, zillet erbabı yöneticilerinde! Susturulmuş, halkı korkutulmuş sokaklara dahi çıkmaktan ürken zavallı müslümanlarda.. Ey Müslümanlar! Siz ne zaman uyanacak, ne zaman namusunuza, iffetinize, hariminize, inancınza, değerlerinize, ebedi ve sonsuz olan hayatınızın güvencesi olacak iman 
ve cihadınıza sahip çıkacaksınız? 

Yapılabilen tek şey var kınamak kınamak!.. Gördük ki, kınama sözcüğüyle hiçbir sonuç alınamıyor. Bizi asırlardır batıya zebun eden bir aşağılık zihniyetin yıktığı 600 yıllık İslam devleti, Osmanlı'yı kendi ellerimizle yok edip yöneticilerini o hainlere kendi ellerimizle teslim ettiğimiz günden beri, hem yönetimimiz hem irademiz hem de, değerlerimizi hak ile yeksan ettik. Düşmana karşı en güçlü silahları iman ve inşa varken, on yılda on beş milyon ve ardından da milyonlarca, değerlerinden koparılmış bir nesli yetiştirmek için, kılık ve kıyafetlerle, başörtüsü ve tesettürle, tarihimizi okuyup analayabilecek, medeniyet geçmişimizi yeniden ihyaya vesile olacak hurufatımızı ortadan kaldırarak, dününü tanımayan cahil bir toplumu inşa etmenin bedelini, bugün bacakları titreyerek düşmanının sillesi boynuna ne zaman inecek beklentisi ve gafletinin içerisini düşürüldük.

Bir türlü toparlanamıyoruz, bir türlü uyanamıyoruz! Hakkı egemen kılmak, adil bir dünya düzeni tesis edebilmek için gücü değil adaleti hakkı ve hakkaniyeti egemen kılacak bir sisteme dünya kavuşmadığı müddetce bu zulümlerin ne ardı ne de arkası kesilmeyecek ve bu ülkeler kurbanlık koyun gibi, kendi boynuna bıçağın ne zaman saplacağını beklemekten öteye bir eylem gerçekleştirmeyecektir. Bu sefaletten kurtulmanın yolu cihadı kuşanmak, şuur ve basiretle hareket ederek İslam ülkelerini, halkları Müslüman olan coğrafyayı ayağa kaldırıp önce kendilerini yöneten bu alçakları, sonra da o alçakları satın alarak bölgemizi işgal eden ABD ve şerikleri olan haydutları bu coğrafyadan kovmaktan başka çare yoktur.

Bunu yapabilecek, öncülüğüne soyunabilecek ve bu işi kotaracak olsa olsa bir ülke vardır ki, o da bugünkü yönetimi itibarıyla Türkiye Cumhuriyetidir. Allah vermesin yarınlarda farklı bir zihniyetin diğer gafil yöneticilerden farklı bir tavır sergileyeceğini beklemek oldukça zordur. Düşünebiliyor musunuz, kendi ülkesini namusunu, dinini topraklarını savunmakta olan Hamas'ı terörist kabul eden, batılılarla aynı kulvarda olan bir ana muhalefetin yarınki iktidarda, saldırgan Amerika ve İsrail'le beraber hareket etmeyeceğini kim iddia ve ifade edebilir? İsrail de, Amerika da, batıdaki bir kısım uşak ülkeler de İsrail’e bütün bu saldırganlıklarına rağmen, bir şey diyemez hatta destek verirken, toprağını savunan mazlum Filistin ve Gazze halkına terörist diyebiliyor ve aynı sözü nakarat halinde bir ana muhalefet partisi, ülkemde telaffuz edebiliyorsa, Allah vermesin nevzuhur bir iktidar söz konusu olursa, bunlar için ABD’nin ve İsrail’in yanında yer alıp, Filistin’e ve Gazze’ye saldırmaktan zerre kadar imtina etmezler. 
    
Ey Ülkem! Yarınlarımızı ve coğrafyamızın geleceğini  düşünmek her birerimizin bir iman ve vicdan borcudur. Bu değerler korunmadığı gün ülkemizin de insanlığın da bittiği ve mazlumların ebedi suskunluğa, ölüme terkedildiği, feryadının da tükenceği gün demektir. ABD’nin ne ölçekte zalim olduğunu görmeniz açısından şu belgeyi de toplumun dikkatine arzetmekte faide var. Dünyanın bir numaralı zalim devleti, hiç şüpheniz olmasın ki Amerikadır. İsrail, Gazze başta olmak üzere nerede zulmediyorsa biliniz ki arkasında Amerika ve başındaki zalim liderleri vardır.

Moskova'daki Çin Büyükelçiliği, 2'inci Dünya Savaşı'ndan bu yana, Amerika Birleşik Devletleri tarafından bombalanan ülkelerin bir listesini yayınladı:
Japonya: 6 ve 9 Ağustos 1945
Kore ve Çin: 1950–1953 (Kore Savaşı)
Guatemala: 1954, 1960, 1967–1969
Endonezya: 1958
Küba: 1959–1961
Kongo: 1964
Laos: 1964–1973
Vietnam: 1961–1973
Kamboçya: 1969–1970
Grenada: 1983
Lübnan: 1983, 1984 (Lübnan ve Suriye'deki hedeflere saldırılar)
Libya: 1986, 2011, 2015
El Salvador: 1980
Nikaragua: 1980
İran: 1987
Panama: 1989
Irak: 1991 (Körfez Savaşı), 1991–2003 (ABD ve İngiliz saldırıları), 2003–2015
Kuveyt: 1991
Somali: 1993, 2007–2008, 2011
Bosna: 1994, 1995
Sudan: 1998
Afganistan: 1998, 2001–2015
Yugoslavya: 1999
Yemen: 2002, 2009, 2011
Pakistan: 2007–2015
Suriye: 2014–2015

Bu liste 20'den fazla ülkeyi içeriyor. Çin şunları vurguladı: "Dünya için gerçek tehdidin kim olduğunu asla unutmamalıyız."

Bu ​​birkaç soruyu gündeme getiriyor:
Batı dünyası ABD'ye karşı hiç öfke gösterdi mi?
ABD'ye karşı hiç yüksek sesle, birleşik bir kınama oldu mu?
ABD eylemleri nedeniyle hiç yaptırımlarla karşı karşıya kaldı mı?

Uluslararası toplum dediğimiz tüm bu küresel sistem, sessiz bir seyirci olarak kaldı; ABD ise ülkelere bir haydut gibi saldırıp hayallerini korkunç kabuslara dönüştürdü. Kınama yok! Azarlama yok! Hoşnutsuzluk belirtisi yok! Sadece korkak, utanmaz ve ikiyüzlü bir küresel vicdan var! 

Şimdi ihtiyaç duyulan şey, bu listenin mümkün olan her platformda tekrar tekrar paylaşılması. Bu Batılı ikiyüzlüleri ifşa etmek ve dünyaya ABD'nin dünya çapında işlediği suçları sürekli hatırlatmak için videolar üretilmeli. Bu liste, küresel medya ve Batılı hükümetlerin İran'ın İsrail'e saldırısını sert bir şekilde kınadığı ve Amerika'nın kendi tarihini tamamen görmezden geldiği bir zamanda, Moskova'daki Çin Büyükelçiliği tarafından siyasi ve ahlaki bir mesaj olarak yayınlandı.

Bu listenin amacı, ABD ve Batı'nın insan hakları, uluslararası hukuk ve küresel güvenlik söz konusu olduğunda uyguladığı çifte standartları ortaya çıkarmaktı. İran, İsrail'e misilleme saldırısı başlattığında, ABD ve müttefikleri İran'ı hemen 'küresel tehdit' olarak etiketledi. Bu saldırgan kampanyaya yanıt olarak, Çin büyükelçiliği dünyaya gerçek tehdidin II. Dünya Savaşı'ndan bu yana 30'dan fazla ülkeyi bombalayan ülke olduğunu hatırlatmak için bu listeyi yayınladı.

Çin'in tutumu açık ortada! ABD'nin konuşacak ahlaki bir temeli yok; geçmişi ve bugünü insan hakları ihlalleri ve küresel saldırganlıkla dolu. Allah, başta ABD olmak üzere tüm zalimleri müslümanlar ve adalet arayan tüm mazlumlar eliyle kahreylesin.

NOT: 26 Haziran 2025 Perşembe günü idrak edeceğimiz 1-Muharrem 1447
Hicri yeni yılımızın tüm insanlığa ve özellikle de Alem-i İslam’a barış, huzur, kardeşlik, İttihad-ı İslam şuuru kazandırarak, coğrafyamızdaki tüm müstevli, saldırgan, müslümanları önce birbirine düşürüp kırdıran, sonra da takribi seksen yıldır ümmetin kalbinde, Filistin’de yahudi ve siyonist İsrail devletini ümmetin başına bela eden İngiliz ve uşağı Amerika’yla tüm zalim güçlerin ve batılıların, İslam topraklarından tamamen sökülüp atılmasına vesile olması dilek ve dualarımla.

1447 Hicri Yılbaşınızı tebrik ediyorum