BÜROKRAT VE EHL- İ MAKAM
NİÇİN TELEFONA ÇIKMAZ?..
GİDENE AĞAM, GELENE PAŞAM DEDİKTEN SONRA!...
(Sözüm ve yazım tüm bürokrat ve ehl-i makama değil, ilgilisinedir.
Tıpkı hicviyeleriyle meşhur yanılmıyorsam, NEYZEN TEVFİK’ten mervi şu nüktenin ifade ettiği gibi.
Üstada demişler ki bu hicivleri kime yapıyor, kimi hicvediyorsun? Cevap; Benim hicivlerim cami avlusu veya sokak ortasında tabla üzerinde satılan gözlük gibidir. Kimin gözüne uyarsa onun içindir.)
Milletvekilliği yaptığım yıllarda, bazı icraatlarından değerlerim açısından rahatsız olduğum, özellikle 28- Şubat’ın o zalim, gaddar din ve değerler karşıtı icraatlarının yakın takipçisi ve uygulatıcısı olmakta iftihar eden bir müsteşara makamında ağır sitemlerim oldu.
Filhakika, üçlü koalisyonun en büyük tahrip mekanizmasını eğitim alanında ortaya koyan bu zat, bakanıyla beraber de çok uyumlu bir çalışma sergiliyor, adeta zulümde yarış ediyorlardı.
Bana da dokuz bakanla çalıştığını, uyumlu bir bürokrat olduğunu ifade ediyordu.
Beğendiğim tek olumlu yanı, hangi vekil ve partili olursa olsun ( ister iktidar ister muhalefet ki, ben muhalefetteydim) ister yazılı ister şifahi iletilen talebi inceler, müspet veya menfi mutlaka ama mutlaka yazılı bir mesaj, not veya doğrudan antetli bir kağıtla size sonucu iletirdi.
Talebiniz Olduysa bilginize, olmadıysa niçin olmadığını da ilgilisine iletmek üzere bir açıklama gönderirdi.
Bu çok güzel ve önemli meziyetini, partimizin grup toplantısının basına kapalı bölümünde dile getirerek, Sayın Başbakandan, bürokrasinin dinazoru diye adlandırılan askeri, sivil, sağ ve sol bütün iktidarlarda hep üst düzey görevlerde kalabilmiş bu bürokratın ismini de vererek bu iletişim yönünün örnek alınmasını, bizim ve insan merkezli iktidarımızın, hadi vaz geçtik genel anlamda insanı, kendisini oraya atayan, belkide kendini o makama teklif eden vekilinin değil talebini dinlemek, anlamak, olumlu veya olumsuz cevap vermek, telefonuna bile çıkmama tenezzülsüzlüğü içerisindeki bürokratlarımızı uyarmamız, çok kere bakan veya makam sahibi arkadaşların özel kalemlerine dahi ulaşamama ilgisizliğinden, siyasal yozlaşmadan kurtulmamız gerektiğini ifade etmiştim.
İnanınız bu şikayetimin üzerinden yıllar geçmesine rağmen olumlu ve bu manada hayırlı bir adım atılabilmiş değil.
Mesela millet bizi hala milletvekili zannıyla arayıp, makul veya değil bir işini iletiyor. Tecrübelerimiz ve mevzuat açısından olması imkansız bir iş ise ilgiliyi ikna ediyor, talebini iade ediyoruz. Makul bir şeyse ilgili bakan veya makama, Genel Müdür (vs) iletmek üzere makamı arıyoruz.
Çok kere karşımıza bir sekreter çıkıyor. Özel kaleme ulaşana kadar, bazı banka ve kurumların gizliliğin korunması ve yanlış bir işlem yapılmaması için, anamızın kızlık soyadına kadar tüm bilgileri temine çalıştıkları gibi; kim olduğumuzu, nerenin vekili, hangi partiden ve kaçıncı dönem gibi bir yığın suale muhatap oluyoruz. La havle çekiyorum ve çok kere ilgili memureleri, telefonumuza çıkarsa nadiren aynı kabalığı yapan özel kalemleri de ikaz ediyorum.
Bak diyorum, sen benim soy kütüğümü merak ediyorsan internete, sisteme gir kim olduğumu görürsün. Sorduğun soruların aklına yatıp yatmamasına göre mi işlem yapacak, bakan veya ilgili bürokratla beni görüştüreceksin?!..
Zaten bizim bürokratımız makamında otursa bile- istisnalarını tenzih ederim- ya toplantıda, ya bakanın yanında, ya makamda değil v.s . mazeretleriyle arayanla görüştürülmemek, rahatı bozulmamak için o masaya oturtulmuş heykel gibi.
Aktif vekilken de buna benzer yüzlerce muameleye maruz kalmışımdır. İlgiliyle beni görüştürmeme bahanesine sarılan memur veya memureleri, meclisteki personelimi devreden çıkararak çok kere ben arar ve muhatap olurdum. Onları bu yanlışlarından dolayı uyarmak için.
Üzülerek ifade edeyim ki, bu durum, bu vahim davranış biçimi vatandaşı, vekili, asılı ve hasılı herkesi engelleme görevini yürüten bürokrat ve yardımcı elemanlarını empati yapma, diğer kam olma, o makamda niçin oturduğunun şuuruna erdirme konusunda 18 yıllık iktidarımızda da bir arpa boyu mesafe kat edemedik.
Bakanı veya bürokratı ararsınız dönmez, randevu talep edersiniz vermezse bilin ki, iktidarınızın kuyusu kazılıyor, insanlığınızın ve insan merkezli iktidarınızın çökmesi için birileri özel gayret sarf ediyor.
Ne yazık ki bu hususu en yetkili makamlara şikayet sadedinde iletmemize rağmen müsbet hiç bir sonuç alınamamıştır. Onların gözünde aşağıdaki halk değil, üstlerindeki makam vardır. Ne yapıp edip onların gözüne girme, onların sevgisini kazanma ve makamlarını koruması için ne yapılması gerekirse onu yapma gayreti,
GİDEN AĞAM, GELEN PAŞAM!.. ilkesizliği olduktan sonra, bizi daha çok BENER CORDAN’ları aramaya, rahmet okutmaya sevk ederler.
İlgilisi ve yetkililerine saygıyla sunulur. Selam ve dua ile...